Aldırma!
Durgunluğu akur deryaların,
bir ıslık ötede ki nefes, şarkılara, türkülere.. İçi aleve yanmış çaydanlık, esmer kızlar var! esmer kızlar! Titrek alevi gaz kandilinin, halılar, sehpalar, yufka kokusu, bir gıcırtı, feraset! Küskünlük, dargınlık; nefer cüssesi bir hayalet, ağlamaklı bir fırtına; hüzün savruluyor ta Semerkant’ın ovalarına. Bu ne sükûnet? Uyuyor içimize doğru gevşemiş ne varsa, Şile feneri, kürk böceği, bir çimdik huzur. Esmer kızlar, raks ediyorlar gönlümüzün makamlarına: Sevimli üflüyor geriye kalanı rüzgârın tutam tutam gündüze ısınmış kum taneleriyle göğsümüze, göğsümüze. 6 Kasım 2018 |