ŞİİR NÖBETLERİ...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Hatırşinas bir yükümlülük Pervazında seyrin Aşka zimmetli adeta ölüm. Kavuşamadığımız kadar açıldığımız enginliğin Sure tadında sunumunda huzurun Kayıp varlığa hikmeti Sağır bir şiirden bile alacaklı Tapusunu üzerimize geçirmişse zulmün. Istırabı dillendiren şahika Gök gözlü metanetin sahibi hep seven bir anne. Kebirlerin kibrine yenik düştük Destursuz sevgileri mi saldık yokuş aşağı? Bir terennümden mütevellit Güğümleri sözlerin Sonrası muğlâk Devinen zengin zümrenin Solundan kayıp geçen yıldız şiirin Sağında med-cezir etkisi yaratan yaralı fıtratın. Bir husumet tüm olasılık Garip bir tahayyül yoktan var eden değil mi ki Tanrı. Hadi, geçelim gidelim gecenin ziftini içmeden Hadi, azıcık daha sevelim içimizdeki yalnızlığı Bir de muhbir imler derleyelim Şiirden çalıp çırptığımız bunca duyguyu Pelesenk yapmışken ceylan yüreğe. Sondur umudum sondur muradım Son dediğin O’nsuz neye denk düşer varlığım? Tekerinde yılgının Hayatın küpeştesinde sanma ki Her dem düğün dernek? Hangi metaneti ıskaladık da İmdadımıza yetişti melekler? Hangi sureyi fısıldadık da Aşka bağdaş kurdu vasıfsız meziyetler. Şimdimizi sonlandırsak mı ne? Dünümüzü öğütsek bile neye çare? Arsız bir şarkıdan nemalanıp umudu Göğe mi kuracağız içimizdeki hezimeti, Belki kubbenin soluğu kesilir O yetim çocuk ölünce. Hangi yandaş? Hangi yoldaş? Delik deşik ruhun kambersiz sunumu Defteri dürülen yeknesak kelam Aslımıza dönük yüzünde Yarı baygın bir telaş Adı olmayan bakir bir şiirde Top tüfek hazırız ölüme. Ne şehidin ne şiirin hakkı ödenir Yeri geldi mi vatan için nasıl da ölünür. Bağnaz bir acı olamaz yekten sebebiyet Sudan bahanelerle Ölümü dindiremez içimizdeki hale. Kaydı kuytu yok madem merhametin Sevip de temenni edelim ezelden Muhbir bir cümlede Basireti bağlanmış neşede Yeri geldi mi suskunluğun cephesinde Yâd ederiz geçmişi aşk niyetine De sonlandırırız her acıyı Şevki, umudu elde bırakmadan. Zikrimi uyutan fikrime düşüp de yolum ez kaza Zamana minnet borcum yok mademki Hangi yalanı sunmalıyım şeytana? Göğün örtüsünün altında saklı kanatlarım Eşref saatimi de uyuttum gitti İçimde muteber bir acı. İğne deliğinden görüyorum rüyalarımı Dünya dediğin ise kocaman bir düş sepeti. Uyumsuz notalar araklıyorum Sol anahtarında sevdalı bir kız çocuğu belliyorum İçimdeki o hulasa boşluğu. Derinlerin merhalesinde Bitimsiz bir yangın Biteviye çöreklenen hüzün Demli bir çay misali Soğuğun çeperinde Şeker atmadığım şiir nöbetleri. İçimlik imgeler Somurtkan mizacım Savruk gölgeler Geç kalmışlığım… Eşrafım pek bir kaygılı Ve kaypak düzenek. Teyellediğim aklımı yitirdiğim an Dolacak mademki miadım… Çömeliyorum yüzümdeki çiller dökülürken Gamzesi kayıp şehirler görüyorum Gezdiğim her şiir şiir yürek. Zamları uyutulmuş kepaze söylemler İçindekini görmeden etrafını kötü gözle süzenler… Değil de artık umurumda Satır başı yaptığım her duygu Ne özel ne kayıp nazarımda. Duyuyorum sakil sesleri. Uymuyorum düzene. Savuruyorum mahrem sitemleri Dengimde olmadık bir çehre Sözcüklerin tekelinde kala kalmışlığı nefsin Zulmü baş tacı yapmış ne çok kirli kisve. Beyhude kelamın zararından mı dönsem de kar Misal: unutulduğum güzergâhta Bir el verseler içimdeki yetim köze. Ah’larımla daralıyorum Dualarımla feraha çıkıp Düzlüğe düşüyor yolum sabahın ilk ışıklarında Oysaki soyut bir rahlede Donanımlı yüreğim Beyitler mi garez de ne Sonrası dilsiz satırlar ve Müptelası olduğum o saydam boşluk. Hadi çevirin beni yolumdan Sanır mısınız ki uyarım size? Uyumsuz naşımda Bir sela vakti Görmeden istiflediğim ne çok şiir Aslında Yazmayı unuttuğum Bir avuç mutluluk niyetine her şiir. |
her şey gönlünce olsun