BOŞU BOŞUNA
aslında bir kıvılcım kâfi idi
hüzünleri tutuşturmaya hani şu günlerin boyu yetseydi uzanacaktı karanlıklara birde geç kalınmışlığın ertesinde tükenmese idi bahar böyle sarılır mı idik birbirimize dilimde ki kifayetsizliği önemsemiyordu keman esrik ziyafetlerde harcanıyordu zaman kronik arzularıma ip atlatmaya gerek yok militan yapılanmalar zaten yakayı ele verdi payıma düşen yalnızlığın resitalinde sokaklarda adım adım eziliyordu meram sanki ben değilmişim bu efkârların sahibi sanki sen işlememiş sin bunca ayıbı satırlarım şahit olsun ki üç beş kuru gürültüye sığmıyor davam ne nokta koyabiliyorum umutlarıma nede virgül kaybolan yıllarıma yenik düştü keşkelerim anılarıma perakende, toptan kararlarıma yenik düştü bahçemdeki bin bir çeşit sebzeler lehçem de ki sevdalı cümleler telef oldu telef hemde boşu boşuna yıldırım düştü düşlerimin kovuğuna sen başka alemlerde ben başka demlerde belki de tek başına yada inadına zira öyle gözüküyor bakınca karşıdan bir adam ki yerlere giriyor utancından |