EŞSİZ BİR VEDA
hummalı çığlıkların
kısa kollu ıslıklarına camları çatlatan gölgeler döşedim bütün kuraklıklara inat kaldım soluk soluğa guguk kuşlarının açlığı uçurumlara taşınmış o yüzden kapanmıyor gecenin kara gözleri içimdeki öfkeler ister istemez öpüyor sırtımdaki gömleği karşımda umman başımda duman topluyor sesini rüzgâr kımıltısız sabahların yetim tezgahından söz esrikliği ile kanatılıyor eşsiz bir veda |