Merhametini kaybetti memleketim.
Sustum ve sigara yaktım...
Balkondan izledim öylece, kimsesiz çocukların gözlerinde seyrettiği mutluluğu... Mutluluk hep yedi yaşında gibi... Sonra umudumu kestim insanlardan. Dostluğumu da... Ağlamaktan utanıyorum artık çocuk. Sustum ve sigara yaktım. Memleketimde zulüm varken şiir yazamazdım artık... Yazık... Uzunca içime attım öylece, Örselendi yüreğim. Öfkelendi... Ağlamaklı bir tren geçti sanki o ara şiirimin ortasından. Vagonları savurarak, içimi yararcasına... Oysa alıştık zoraki... Yüreğimize bakıyoruz artık sadece... Ve kapkara bir davet, zulmün ve tutsaklığın diyeti, kin. Öfkeliyiz, susuyoruz... Unuttuk çünkü, Rabbin emanet ettiği kelimeleri... Sevgi, vefâ, merhamet... Başlar yüksekte değil. Yürek dediğimiz çiğermiş oysa. Sustuk... Ağladı çocuk... Yazık... Ağlarsa bir çocuğun yüreği ağlardı... Ve ağladı, anladı... Yoksul çocuğuydu o, oyuncakları yoktu. Tek derdi vardı ev, ekmek gibi. Oysa bir çocuğun en ağır mesaisi hayal kurmaktı... Mahzundu... Hiç 23 nisan sabahında şiir okumamış, foklor oynamamıştı. Anneside yoktu kim bilir belki. Yıllanmış battaniyesi vardı sığındığı, gözyaşlarını kuruttugu... Dünyası küçüktü, ağlıyordu... Dünya ki ona sıkıntı, kasvet, zehir, günaşırı, intihar... Ve sustum, biraz ağladım... Zulme dik, âsî ve hoyrat duruşunu görünce, Şiiri yazmaya cesaret edemedim. Sonra bir sigara daha yaktım balkondan. Anılar geçti gözlerimin önünden. Ben o çocuktum, o çocuk benim çocukluğumdu... Yazık ki, Kaybetti çocukluğunu memleketim... Merhametini kaybetti memleketim... -Mazlum ve kimsesiz çocuklara... |
Kalemin susmasın
__________________________Selamlar