Eski Baskıda
güne günce düşünce
geleceği devirme bahsini yana yatırdım bak yoksun olmayışına razıyım elbet bu fikrin çakılı kaldığı anlama duvarı kimsenin değil gecenin sahibi heyecanını kaybetse de bir yere gittiği yok eski baskıda hepsi ya yanılır masan masama değip uzun şarkıların gıdıkladığı boş zamanlar sinse de üstüme bu an sevicilik versyonunda bastırıyor yağmur kokunu bulutlumuyudu durum gaye hafifliğinde dil ağrısı iki yana taşan kanatlarımı sana bağışlayıp uzun bir yola çıkacağımızı anımsıyorum fısıltı dudaklı ferman gazetesi ağzım bakarken konuşuyorum konuşuyorum zılgıt salıp içimden ne anlaması yarı uykulu gecede kirpiklerime batan ışık sarması. |