KIRLANGIÇLAR DARGIN AYRILMASIN
sağır mı bulanık akan bu nehir
kahır mı kıymet bilmeyen bu şehir aklın fikrin infialler de göz bebeklerine çöreklenmiş müebbet hüzün dilinde ay kesiği yaralar kırık dökük düşün boynu bükük umudunun nalana geçit vermeyen ebabil kuşum söyle en en son hangi cephede vuruştun Ebra hamın askerlerine ne zaman yağdırdın kurşun arkanı yaslayacak yer yoksa şimendiferinde her ıslak imzaya vermezler ödün eskiden malikanelerde beslenirdi sülün bakan gözler vardı melun melun şimdi artık şakımıyor bülbül nesli tükenmiş sümbülün ne dumansız barut isterim yanan ciğerime ne taş yastıkta gece uykuları meczup gönlüme uzat parmaklarını yıldızların zerafetine bilirsin imge kurmanın dini imanı yok var gücünle asıl efkâr saatlerine yelkovanla akrebin kesiştiği yerde belki bir vaveyla düşer göklerden ceplerine aslında doğduğun yer değil miydi kütüğün bilmem ki ne halt işledinde sabıkalılar listesine konuldun bakmadılar yaşına başına bakmadılar ipliğine kumaşına kırdılar kanadın kolun öleceksem gücümün bittiği yerde ölürüm gömülecek sem kendi rayiç bedelim le gömülürüm yeter ki kırlangıçlar dargın ayrılmasın cenaze merasimim den yeter ki kir damlamasın alın terimden |