ÇIRILÇIPLAK
önümde müteferrik cümleler
ve cebimde çeyiz sandığı kederler mevcutlar tek tek teselli beklerken anıları sıraya dizdi zaman solfejle özdeşti keman kimseye çaktırmadan sesimizi sobeleyip yüzümüzü asumana çevirdik o yüzden kirpiklerimiz hep ıslaklığın farkında geçmişi sorgularken kırıldı umutlar didikledik harfleri çorap söküğü gibi çözüldü bütün satırlar hangi yıldızı perdeledik hangi gönüldü narenciyelik ayırt edemedik her yağmurun öncesinde çığlıklar ipe dizilirken gözümüz takıldı şimşek ateşine oysa biz şemsi bağış vermiştik size daraldı ufuğu sayıklayan bakışlar alkışlar daraldı bilmem ki hangi sabrı sınar ömür masura sına takılanlar kimsesiz şarkıların korunağında koştu imdadıma segah olanların faturası kemirdi zihnin mihenk taşlarını göz yaşlarını kemirdi bir belirsizliğe yuvarlanırken süreç upuzundu gecenin kısır döngüsü rüzgâr in kokusu iki büklümdü kanayan yarasına yüreğini sardı uyandı kâbüslarla sırıl sıklam vurdu kıyısına deli dalgalar vurdu durdu ince ayarlar sırlı aynalar telaşlandı öptü lal bir bulutu dudak ucuyla vakit unutuşa soyundu yağmur tanrısı tayin oldu sürüldü tutuklandı toprak gömüldü bir tarihe aşk timsah göz yaşlarıyla çırılçıplak |