SAFİ KARANLIK...Acele ile seğirten Kemirgen yalnızlığın ilk rotası idi Aslında, Gelip geçmiş bedellerin Rüya babında saltanatı. Yine öykündüğüm O süt liman sessizliğin Mahşer öncesi huzuru Ölümden sakınan bizlerin de Perde çekilmiş gözleri. Safi karanlık Hayli noksan olsa da varlık Bir katre dahi nükseden Umuttan yana alacaklı Miğfersiz gölgemde Minvalsiz yörüngemde Peyderpey yükselen çağrısı Kanadı düşmüş meleklerin Bir batında Açan tomurcukların gizemine Gül suyu döktüğüm Akşamsefası düşlerim. Bir yandan büyüklüğün diri sükûtu… Hâşâ, Rabbim: Büyüyen sadece iklimlerin seyrinde Göğün ara sıra seğiren bulutlarında Darmaduman bir kelam Her dem yükselen perde perde Katmerli matem, Zanlı âlem, Kırık dilemma. Aşkın düşerken hüznü üstüme Bir bayat tefrika adeta Kalburüstü fermanlarımın O silik imzası. Gök de şahit devran da Vardığım değil Var olmayı dilediğim bir mekân Sabır taşım çatlamazdan önce Sanrıları koynumda uyuttuğum da mı yalan? Tarifsiz notalar; Dalga dalga melodi Aslına dönen bir kıblede Aşkına söz geçiremeyen Bir deli neferin fevri güncesi. Uyutulduğuma biat madem Uydursam keşke Masalsı mutluluklara Dokunan o zümrede Bir erdeme nail olmak Sonramı ısmarlamadan kadere Kederin bol kepçe nizamı. Hayli kibirli bir safsata Temenni ettiğim de değil hani Tereddüt ettiğim o sapak Aklın katmanlarında Uçuk bir kelam Tökezlemeden adımlamayı Şiar edinmişse Şiirin solgun izi; Haydi, toplayalım tüm kırıkları Havsalasına almasa da insanın Hani olur da Vuku bulur aşkın kerameti, Bir de dipçiği acıların Dip dibe serildiğim Mahşer benzeri o kıyımda Gölgeme püskürttüğüm öfkemden Bile alacaklı iken takriben. |