ELİM ELİNDEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor. Özdemir ASAF
Dün gece bir güzel uykuya daldım, Gördüğüm öyle tatlı bir rüyaydı ki anlatamam, Çok ayıp değilse de biraz komikti, Uyandığımda bir de baktım, Elim elime kilitlenmiş, Ellerin sandım, Mevzubahis ellerinse rüya bölünmez dedim, Mutlu, huzurluca tekrardan uykuya yattım, Yattım yatmasına da bu kez de ellerim yoktu, Kahretsin, başıma depderin ağrılar soktun, Zihnim bulanıktı, kafam karmakarışık, Elim, elinde kalsın mı? demiştin, Ben mi yanlış anlamıştım, Soruda mı bir işaret vardı acaba, işarette mi bir soru? Göremedim başka da bir ışık, Evet, sendin bence de en doğru şık... Bir sağa, bir sola yalpalaya yalpalaya, Her cevaba ağır aksak sorular hazırladım, Düşünmeyeyim şimdi bunları deyip, Elimdeki işaret fişeğini kalbimde patlattım, Hayâl mi gerçeğe dönüşmüştü, gerçek mi hayâlin aşkıydı? Elim elinde demiştin ya bir kere, Bana dünyaları verdin, Ömrüm boyunca en değerli armağanı sayende aldım, Başım dik, sağlam bir duruşla, Geçtim resminin karşısına, Gözlerine esaslı bir selam çaktım… Biraz delilik, biraz gerçek, biraz hayâl, biraz düş, Sağlam neyim kalmış? Her bir yerimin cıvatası düşmüş, Duvar olsa çürürdü, ağaç olsa kururdu, Kalbim olmasaydı, İnsan olduğumu unuturdum. Neyin var? diye sorma bana, Neyse ne! yok bir şeyim, gayet iyiyim, Niye iyisin? diye de sorma, Cevabı sende gizli. Yüzünü dönersen küserim bak, Aklım sende kalacak, Sen sadece bana tatlı tatlı bak, Seninle her şey çok daha güzel olacak... Gözlerin çeşm-i bâdem, tebessümün nevbahar, Gülüşün, bakışın rengarenk, ipeksi, taptaze senin, Zevkin, sefan bir hoş, pek güzel her yerin, Hele geç karşıma şöyle bir, Sana ömrüm boyunca bakayım, Resimler konuşamaz ama, İş bilenin, kılıç kuşananın, Ben konuşturmasını pek âlâ bilirim, Durup durup saçmalatma, Bir de öyle baygın baygın bakma, Vazgeçtim, yok, hayır, bu böyle olmayacak, Sen hele şimdi sokul yanıma, rahatça otur, O ateşli gözlerinle ya kafama bir kurşun sık, Ya da ricam olur, tek söz etme, Devamını da getir, Fırat, Dicle, Aras çılgınca bir güzel kudursunlar köpük köpük, Koy şöyle içten, en sıcak, en derinden yanağıma bir öpücük… Kızdınsa da duymazdan gel, sana bir itirafım olacak, Bir güzel serinlesin dudağım, yer gök aşka doysun, Ama çok mühim bir şartım var, Ellerin ellerimde olsun, Yemin olsun, Saltanatı bana verselerdi bu kadar çok sevinmezdim… Daha dün boynuma kalın bir urgan geçmişti, Bedenim yabancı ellerde benden vaz geçmişti, Geçmişti birer birer her bir şey, Diyar-ı terk etmişti, Sorma, başıma neler neler gelmişti, Gündüzler gecemdi, gecelerim kâbus, Can çekişirken sayende kendime geldim, Ne yalan söyleyeyim, madem doğru tek, Ben de adam gibi tarafımı seçtim, Adın huzur olmalı, Bunun adı rüya da olsa bir mucize, Artık yalnız değilim, Gökyüzündeki bir yıldıza adını verdim, Dün bir adam ağlıyordu, Bugün sevinç içinde deli gibi gülüyor. Benim şiir yazmaktan başka bir meziyetim yok, Yok işte, benim senden başka hiç kimsem yok, Sen dön başımın üstünde, Kanatsız bir melek, ilham perim ol, Haydi, o tatlı tebessümünle yine kulağıma fısılda, ‘’Elim elinde, her şey çok daha güzel olacak!’’ Bundan böyle hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, Saatimi huzurunda ayarladım, Artık hiç durmayacak, Ama bir şartla! Ellerin daima ellerimde olacak, Farz et ki düştüm, dizim kanadı, Bir tek sen öpersen geçer sızılarım. Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 24/25 Haziran 2018, Isparta |