DURUŞMA
Sussam suskunluğumu nasıl yazarsın hakim bey?
Konuşam hangisini doğru bulursun sözlerimin? Öyle aldatıcı alışkanlık ve sözleri beceremem ben Değişir yüzümün rengi, tartıya gelmez düşüncelerim Sorgulanmamnın gururu yıkar beni Kocaman bir yara izi var yüreğimde, soyuldukça kabuğu, tazelenen... Çcukken tokat yerdim, Tokat attın diye; bir tokatta babadan yerdim İşte onun için konuşamam ben hakim bey… suskunluğum ondadndır, isyanım ondandır benim Bir yararı olmayacaksa anlatmamın sorma bana… ver kararını gitsin… Mevsimler birbirini izlerken; hayatımın yarısı boşa gitti hakim bey Çeğreğini öldürdüler… alın diğer çeyreği de sizin olsun Ve bir yararı olmayacaksa konuşmamın sorma bana; ver kararını gitsin… Bakın hakim bey!!! Zakkumlar nasılda çiçeklenir koltuklarında ve o zakkumlar tüketmiş olsa da suyumu gölgem ağaçların çevresinde döner benim direnir hayatta kalmak için, ayakta kalmak için İnsancıklar kendi yaptıklarını göremediklerinden seksek oynuyorlar hakim bey Değiştirebilirmisin bu döngüyü? Değiştirebilir misin bu düzeni? Eğer anlatmamın olmayacaksa yararı sorma bana; Ver kararını gitsin… Acıtasyon yapmak değildir amacım, duyguları sömürmek de değil Deselerde; yalvarmadım hiç kimseye, eğmedim başımı Dışarıda hiç bir şey var hakim bey, lakin bizim hayatımız renksiz Hiçbir şey görmedik ve hiçbir şey yemedik yoksul akşam yemekleri dışında Lakin aç gözlü de olmadık, doymamış da değiliz Siz doymayanları yargılayın hakim bey, aç gözlüleri yargılayın Benim konuşmamın olmayacaksa yararı, onlar konuşsun sonra ver kararını gitsin… Bir tiksinti duyuyorum içimde ve iki kurşun Şimdi ben katil mi oldum hakim bey!!! Nereye baksam karşımdalar… söyle; hangi tarafa bakmalıyım? Fenerim sönmüş, ekmeğim çalınmış, suyun üstünde yüzüyor düşüncelerim O gün; karanlıklarda bakar oldum çocuklarımın yüzüne Sakladım yumruklarımı sıkarak, ellerim havada Kımıltısız kaldım çöktüm, dizlerimin üstüne Olmayacaksa anlatmanın yararı hakim bey; sorma bana ver kararını gitsin... Tapınaklarında düşünmüş itler ve karar vermişler Bir gün bir baskınla, mühürlü bir zarf uzattılar elime İşte o gün hem dünyamı ve hem de ahiretimi çaldı bu itler Yirmialtı yılımı verdiğim odamdan, arkama dönüp bakamadan Tek sözcük dahi söyleyemeden ayrıldım Kurbandım ben; onurlarına onur katmak için Ben perişan, çocuklarım perişan Suladığım saksıların demirine yaslanıp, Ay’ı ve yıldızları seyrettim aylarca Korumasız ürkek bir tavşan gibi Bir sessizlik oluştu etrafımda, ölülerin sessizliği gibi İçimde bir ürperti iki mermi koydum önüme Onlar bana, ben ise onlara baktım aylarca Yapamadım işte olmadı hakim bey… Eğer konuşmamın olmayacaksa yararı sorma bana, ver kararını gitsin… Kalıba girmemiş olsamda, dile kolay tam yirmi altı yıl Onlardan sebep, yarım kalacaktı bir yanım Aylar sonra efendiler bir zarf tutuşturdular elime Sürgün gidiyordum Diyarbakır İline Kül rengi bir akşam üzeri, bindim otübüs’ün birine Tam on gün bekledim gözlerim uykusuz, kan kırmızı Olmadı dediler hakim bey, olmadı Sonrası mı ver dilekçeni emekli ol İşte böyle hakim bey, öfkem bundandır benim Üzerimde sessizlik yazılı bir beden taşıyorum İşte böyle hakimbey!!! Irmak sustu ve gece indi yeryüzüne Saydam su gibi akıyorum ayışığında Şimdi yarım kalmış türküsünü söylüyorum hayatımın Boş ver hakim bey, anlattıklarım size göre boş şeyler ver kararını gitsin… Ekrem SAYGI 17.05.2018 |
KUTLARIM...
............................................... Saygı ve selamlar..