GÜNEŞİN YORGUN SAVAŞCISI
Bedenimin kıskacındadır ruhum
Ne kadar zamanım kaldı bilemem Yeryüzü oldukça dar gelir bana Hangi çeşme başında dursam susuzluğum geçmez Ölüm bidenbire gelir ağa bey seçmez Günün bana düşen bölümünü başlatırken Uğultulu sokaklar karşılar beni Gümbür gümbür atar yüreğim Bir yanda yaşam heyecanım sevincim Bir yanda kinim nefretim bir yanda hıncım Ölüm beni karşılayana kadar Güneşin yanık savaşçısıyım ben Ferhat’ın şirin’e açtığı yoldan yürürüdüm Köroğlu’nun sesini duydum dörtnala giderken Dağların yerini değiştirdim yükseklerde oynarken Nice Temmuz’larda kelebekler uçurdum Yaban çiçeklerini kokladım giderken Sonra uzun mu uzun yolculuklara çıktın Yeryüzünü kaybettim yıldızlara uçarken Ve yıllar sonra Fırtına öncesi sessizlik ve benden Tanrıya teşekkür Ne güzel duygulardı onları düşünmek Aç çocuklara harcadığını bilmek Sonra birden yeryüzüne indi yüksekten esen kasırgalar Alıp götürdü sürüp gitti hışımla akan dereler Sıcak kumlar içine gömdüm kendimi gizlendim Arsızlar da sandılar ki bizden korkar Aslında arlıydım ve arımdan utanırdım hep yaşarken Bilinsin isterim Korkularımı çoktan yendim ben Ölüm beni karşılayana kadar Güneşin yorgun savaşçısıyım ben Ekrem Saygı 21.07.2023 Mudanya |