ELAZIĞ'DAN ESİNTİLERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Elazığ’a gidenler özellikle Cırcır Şelalesine gidip, orada bir balık yesin.
Nehir gibi su koca dağı delmiş, bembeyaz fışkırıyor, aşağıdaki yatağında uyur gibi, berrak yeşilimsi renkte akıyor. Su istedin mi o kayadaki bir delikten maşrapa ile doğal soğuk su olarak önüne geliyor. Gayet donanımlı bir yerdir orası. (Balık kaynar halde, küçük bir güveçte önünüze geliyor) Ayrıca Harput’ta bir buz mağarası var. Yazın içi buz tutar, kışın o buz erir.
Elazığ’ın içinde bir Mesire alanı,
O kadar geniştir ki, gezmeyle yorulursun, Kutlarım yazın gidip, orada yer bulanı, Hele tatil günleri dolanıp zor bulursun. Keban, Hazar, Cip Gölü, Balakgazi Parkı’nda, Ne günlerimiz geçti, o eğlence çarkında, Bir başka huzur vardır oraların farkında, Gezdikçe, yaşadıkça doyumsuz mest olursun. Hâlâ dipdiri durur, Harput’ta Süt Kalesi, Dağı delmiş fışkırır, o Cırcır Şelâlesi, Kendine hayran eder, Elazığ’ın halesi, Kendini alamayıp, büyüsünde kalırsın. Cennetin güzelliği, kokusu o diyarda, Ruhun, yüreğin onun sefasına doyar da, Aklın kalmaz mı orda, hislerine uyar da? Ayrılsan ömür boyu hasretini solursun. Her aklına gelende ordaki hatıralar, Delerler mermi gibi, yüreğini yaralar, Aklının köşesinden hiç gider mi oralar? Hatırasından bile sonsuz ilham alırsın. Anılar buram buram, yanar, kavrulur sine, Ne kaynar sular akar, o gönül testisine, Mazi susatır seni hasretle kendisine, Kalbin kılavuz olur, arkasından gelirsin. Hasretiyle her zaman dağını saran duman, Vermez sana bir anlık kendinden gayrı zaman, O cennete kavuşmak için dilerken aman, Yaşadığın hayatın kıymetini bilirsin. |
Tebrik ve saygıyla.