Ey gül-ü gülşenin
Sevda çiçeği
Son durağına varmadan
Zamanın
İnmek ne mümkün
Yalnızlık treninden
Bir sevda çıkmazından
Çıkabilmek için
Yol ararken yüreğim
Delik deşik olmuş
Gam delmiş
Gamze delmiş
Zedelenmiş
Duygularımla
Alnımda
Çizgilerle iz bırakan yorgunluğum
Ve
İlle de
Sensizliğimin pençesinde
Kıvranıp duruyorum
Çaresiz

Ey gülnâre’m, sevgi selim, şikâr’ım
Mor dağların, zirvesin de, ak kar’ım
Bilesin ki senin için, vakarım
Yedi tepe, koca şehir şen olsun
Bu sevdamız, tüm cihana şan olsun

Hüzünler hazan da, savruluyorken
Aşkınla yüreğim, kavruluyorken
Gönlüm kıvrım kıvrım, kıvrılıyorken
İsviçre Alp’inden inen Ren olsun
Paris’in kızı’ da, güzel Sen olsun

Sahar da açarken, mor sümbüllerim
Kokusun salıyor, ateş güllerim
En güzel şarkıyı, bulur dillerim
Aşk ta, istikamet, mutlak yön olsun
Hasretin acısı, ya Râb son olsun

Lalezar’ın incisi
Sen Tuana
Hasret gülüm
Şebnemim
Ne beynim vaz geçiyor
Seni sevmekten
Ne de
Dilim sürçüyor
“Seviyorum seni” demekten
Diyar-ı gürbetin
Ey mahzun gülü
Mehtap çiçeğim
Gönül hârım
Dil baz olasın
Gülünce gül açsın yanaklarında
Çılgın gecelerde
Ziyaretin makbulümdür bilesin
Leyla karasına dönmeden
Hayallerim
Ümitlerim
Yarınlarım ve aşkım
Düşlerime konuk ol
Her seven gibi

Ayrılmak zor olsun, beni öyle sar
Gülsün didelerin, dağılsın efkâr
En güzel şarkısın söylerken rüzgâr
Bekle geleceğim, gecen tan olsun
Öyle ki bu vuslat bitmez an olsun

Sarmaşık gülüsün, gözümde benim
Bilirim yürekten, sensin sevenim
Sevgine hasrettir, değişmez genim
Benzeri olmayan, özge can olsun
Yeter ki çok seven, bir canan olsun

Zaman denizinde, kulaç atarken
Özlem dikenleri, cana batarken
Yokluğunda yine, bir gün biterken
Bizi birleştiren, aşk ferman olsun
Şu gönül derdime, yâr derman olsun

Al leblerin
Buse vermem diyorken
Bu sevdiğin
Karaları giyerken
Şafak söksün
Gün ışısın yarına
Bilesin ki
Şu sensizlik
Çok gidiyor ağrıma

Sevdadır şu gönlü, okşayan duygu
Gülüm benden yana, olmasın kaygı
Yüreğimden sana, sonsuz bir saygı
Bu lüzumsuz sana, yâr kurban olsun
Gönül sarayına, sultan, hân olsun

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI

GÜLNÂRE: Ateş gülü
ŞİKÂR: Yabangülü
VÂKAR: Ağırbaşlılık
REN: İsviçre Alplerinden doğarak, kuzey denizine dökülen nehir
SEN: Fransada doğan ve paris’in içinden geçen, Fransızlarca “Paris’in kızı” da denile “”Sen”” nehri
SAHAR: Seher vakti
TUANA: Cennete düşen ilk yağmur damlası
ŞEBNEM: Seherde düşen çiğ damlası
DİDE: Göz
GEN: İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge
ÖZGE: Başka, farklı, özel
LEB: Dudak