İnanmıyorsan Say
durmadan duran adamın burnu uzuyor
bir kaç adım toprak yürüse yürüse bir taşa oturup göğe sual sorsa inanmıyorsan say benim sana uzayan dudağım var hayır gözlerim yalanlarını içime taşıyor bu kadar bulut meraklısı değilim su içen kuşlara bak yalan söyle hep unuta bilirsen unuta bilirsen beni eğer yanlış anlaşıldım yine kendimi düze çıkarıp anlaşılmamak değildi niyetim asıl arzum biraz gülmekti sadece geçip karanlığımın umutlarından hayır dedikçe hep üzerime geliyorsunuz ama dokunmayın hiç olmazsa uyurken avuturken saçlarımı tatlı yaz ve mavi sular dört duvarlı evlerin bildiği bahçesinde yıldızların ağladığı sesim sesine dolu verse hiç üzülmezdim hayır kabul etmiyor bir türlü son söz bu olmamalı dercesine zaten aykırı alacalar da bir görünüp bir kayboluyorsunuz ne söylesem eski bir tanıdığına çarpıyor kalbim ne olur anlat olan biteni dünya denen bu serüveni yok olup tükeneceğiz elbet ama lakin bir şakaymış gibi sakın yaşıyorum deme ruhuma. |