ISSIZ...Issız yangın ıssız zaman… Sensin, yolcu, sensin Olmayan durakta bekleyen huzuru Hani o garip ve görünmez kitle… Şiirin dizelerine sızan, sızlatan Derin sağanakların alıp götürdüğü Bir ikrar bir yanardöner felek Bir de içinin edimlerinde şairin Körebe ve sivri uçlu nameler Örter üstünü örter de Devinen mısralara göz gezdirirsin Belirsiz bir zamanı Baş tacı bellediğin o sekansı Sonra da teğet geçtiğin Hatta tehir edilesi mutluluğun mutlak rotası… Doz aşımı yalnızlık Dozu değil de ruhunu öldüren içindeki çocuğun: Kıyımına hazır ve nazır Deli cesareti bir yerküre Kundaklarken onca zaman aralığına sızan Hulasa yorgun bedenler, Devrik cümleler kurarlar da kurarlar. Şiir dilinde hiçliğin teyakkuzu, Aşkın bitiminde Ölümü tetikleyen sair hece. Aslında aslına vakıf Ama dumura uğrayan yankısında Sihirli bir sure tadında Kehanetin erbabı Yine bilinmez tetiklerken Gecenin sihrini… Elden gelen yoksa Haydan gelen huya gider madem Dünün atasözü Yine kıblende donduğun, Yüreğinde biriktirdiğin Bir üfleyişte sönen Kıvılcım yüklü maruzatım Derinlerin tahakkümü Aslında noksan ve yorgun iklimlerin seyrine Doyamazken insan. Belli ki bir tabu Gizemin iki hecede su(r)lara gömdüğü hazin son. Sonrasını öncenden çaldığın Nasıl da aşikâr Bin bir heceyi Boykot eden fevri lehçesinde ömrün Yüreği makber eyleyen sevda… Sevdayı kurutan özlem Özlemi tetikleyen hüzne selam versem de Sondan başa dönmeyi lav ettim, İnan derlediğim yalanlardan değil Dertle buyur ettiğim kaderi Başım gözüm üstüne yerleştirdiğim Ne de olsa mahrem bir şiirden Yana kaygılarım Aslında matemi yastık Vicdanı esefle sonlandıran Bir zümreden nasıl da alacaklı insanlık Nazarımda külliyen ölüm bellediğim Her hazin masalı; Kursağımda takılı bir hicabı Ertelerken, Gecemde gündüzümü Sonumda yoksunluğu saklı tuttuğum. |
Sevgimle