derin..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın yüreğime çığ düşüyor kelimelerine yatırıp yatırıp yüzümü. ayazlarına uyanıyor g-özlerim ki -insan vurgun yediğindemi anlar h-içliğin derinliğini- hazırım… dokunmadan omuzlarına ve ağırlığına ANılarının çıkıp gideceğim. kabul ederek bütün sonuçlarını asık yüzlerini ve kirlenmiş önlüklerini ki düzeltilmeyecek hata olarak kalacak adıM. Zamir yok zamAN asılsız. kulağında çınlayan sesler odalardan/odalara çekilen bir gölge önündeyim... hiç karşılaşmadık burada olacağını biliyordum. küstün ve değiştirdin rengini ojenin küstün ve kestin en derin yerinden bileğini ki bir yara açılır/kansız. sana ait hiç bir şeye dokunmadım. kirlettim biraz AKciğerlerini bana ait olanı üflerken derinden. renksizlik ne demek? ellerim/ellerinken güçlü dokunuşlar ve kor gibi dudaklar biriktirdim iç ceplerimde. açtım sana/zamANa ki döktüm hepsini yırtıklarımdan kokun sızıyor içime. ışığın yok/ kaybediyorum gölgemi bileklerimi ve dirseğimi alçıya alsınlar yüreğimi bir boşluk bir boşluk daha şimdi. çekerken ellerini/ellerimden çerçevesiz resimlerim oldu ki sıkarak dişlerimi çekerek saçlarını kökünden içimdeki sesleri kırıyorum bir bir seni öldüremiyorum. dağılıyorum/dağlanıyorum gömerek yüzümü yastığıma unutmaya çalışıyorum seni ve kendimi... m.b. |