Kırk Sekiz Yaş Şiiri
Çok şükür kırk sekiz yaşına girdik,
Dünyanın her türlü halini gördük, Hayat hamurunu, çileyle kardık; Zevk-i sefa değil, gamdan hoşlandık, Yıllar tırpanladı, biçti, yaşlandık. Kuzeyde üşüdük, yağan kar ile, Sevdalandık, yola çıktık yar ile, Akdeniz’de gözü açtık ter ile; Güneşin bağrında yandık, haşlandık, Tenimizin rengi uçtu, yaşlandık. O köy senin, bu köy benim dolaştık, Nice ova, dere, tepe, yol aştık, Gurbete, hasrete, zora alıştık; Hakkı savununca, bazen dışlandık, Türlü dertler gedik açtı, yaşlandık. Depremler, yangınlar, taşkınlar, seller, Savaşlar, sürgünler, hain darbeler, Anlatmakla bitmez, ah daha neler? Zulme karşı kurşun yedik, taşlandık, Ağzımızın tadı kaçtı, yaşlandık. Yaşadım eş, bir de ana acısı, Dinmedi kronik yürek sancısı, Teselli verirdi yolcu, hancısı; Mağdur listesinde adım, fişlendik, Felek sabrımızı ölçtü, yaşlandık. Haramı katmadık, ekmeğe, aşa, Kanaat eyledik bordro, maaşa, Kaşık sallamadık pilava boşa; İki idik, üç de çocuk, beşlendik, Bir de baktık, gençlik göçtü, yaşlandık. Saçlarıma kırlar düştü habersiz, Çizgiler alnımı deşti habersiz, Ay bacayı çoktan aştı habersiz; Zaman kündesiyle kötü tuşlandık, Yel gibi savurdu, saçtı, yaşlandık. Hamdolsun Rabbime, her nefes için, Dünyaya gelmedik, tek heves için, Can ki, emanettir, bu nefis için; Kütüğe ‘Bir Mart’ta doğdu.’ işlendik, Orta yaş da geldi, geçti, yaşlandık. 01.03.2018 Muhittin Alaca |
Yaşım tam 58/(Elli Sekiz), ömrüm bitti bitiyor
Babam yok anam da yok, hayat beni itiyor
Eşim yok bekarım ben, emekli oldum hepten
Riya riyakar kul çok, yerden bile bitiyor.
İlk aşkım dediğin kul, yarım asır geride
Aşk ayrılık dediler, renk bırakmaz deride
İçim dışım bir kulum, ne evli ne de dulum
Hayat bırak gideyim, ölmek var son seride.
Hep doğruyu söyledim, bedel ödedim zevkle
Tam adalet uğruna, hep çok çalıştım şevkle
Vatan bayrak ve millet, üçlü kutsalım oldu
En kutsalım Allah, hem de fevkinden fevkle.