YAZ BE KADIN ..2..
Viranlığımla salınmışken
Karanlıkların tapınaklarına Ağır,ağır yüklenir göz kapaklarımın içine ölgün bulutlar Gecelerce yalvardığım şafak bile Sökemedi kendini geceden Yaz be kadın Gökyüzünün kirpiklerinden Yüreğine batırılan okları Bunca acı, yüklenmişken daralmış yüreğine Bir ağlama nöbetinin sağanak seline karışıp nasıl aktığını sığınmacı heveslerinin yosunlaşmış yıllarınla ta diplerde nasıl çırpındığını esmer çığlıklarının ekimin kızıllaşmış yapraklarına dökülüşünü aklından damlayan ılık yalnızlığını yüreğinden dökülen karanfillerin kokularını yaz be kadın kestim şah damarını bu coğrafyanın ve ifadesiz bakışlarını kentlerin yaşam denilen oyuklara kaç kere sığındı varlığın kaç kere doz aşımına uğradı bu nefes senin ürkek yalnızlığından yola çıkarak sana yönelen, o melun bakışların düğümlerini, çöz be kadın bağışla kadın, bağışla o tadı kekremsi solukların ,genzine sıkıştırıldığını sana çektirilen acılarla seni zorda bırakan, manevi yangınlarını henüz küçük bir ceylanken, ayaklarının kırılmışlığını yeni yeşermeye çalışan, yapraklarının yolunuşunu sana henüz yakışmayan,o küçük kadın sıfatını sindiren, çirkef yüreklerin karşısından seni koruyamayışımı yaz be kadın ölümü diyet tutan duygularınla o eşsiz özverili ruhunla o koca dağı eriten insanlığınla şimdi suskuların mahşer yerine dönüşünü içindeki uzak gurbetlerin, sana umutsuzca el sallayışını bu hayatın, seni on iki yaşında tam, on ikiden kurşunladığını yaz be kadın Bu şiiri küçük yaşta evlendirilen,hayatları çalınan,o masum günahsız yavrularımıza atfen yazdım. Tabi’ki onlarında büyüyünce varmak istedikleri hedefleri,ve sevecek yürekleri vardı. HÜLYA ÇELİK ................Bu şiirimi yorumlayan değerli Şair Cafer Gececi’ye teşekkür ederim. |