Gittiğin Kadar Edersin...
Sen; “gittiğin kadar” edersin
Ve ettiğin kadar “değer” *** Sana “gitme” demem ben Deyince, “kalacağını” bilsem de “Bir veda kadardır değerin”, Başka bir değerinin olmadığını bilsem de *** Ne farkın var güneş görmüş kartopundan Nihayet birkaç damla su, İz bırakmış rutubet, Kapladığın yer kadar küf, kalem ucu kadar nokta Tamamın bundan ibaret! .. *** Sen; “gittiğin kadar” edersin Ve ettiğin kadar “değer” Gidişin de o kadar eder işte Sıfırları solunda taşıyan rakam Ukala birinin kestiği ahkâm Varlık sebebin bile abesle iştigal Yalanın ayan beyan, Ömrün; toplu iğne ucunda “sıfırlanacak kadar” Banal ve sıradan! .. “Giydirilmiş kişilik” omuzlarında yük O kahpelik ki, yüreğinde Büyükten daha büyük! ... İstediğin yere git, istediğin kadar git Sen “gittiğin kadar” edersin Ve ettiğin kadar “değer” *** Geldikçe törpülendin Ve “gittikçe” törpüledin ümitlerimi Törpülenirken inceldin, Ve kayboldun inceldikçe Görünmez oldun nihayet Son gittiğinde “toz” kadardın “Gidişin” toz gibi savruldu nefretimin rüzgârında Ederini buldu değerin! .... O değer ki; Bütün ederi “Edepsizliğin! ..” Belki de böyle bir şeydi “Aslına rücu etmek” *** Senin bildiğini bilirim ama Yinede söyliyim; Ne sen, bulunmaz hint kumaşısın Ne de ben ciğere uzanamamış kedi Kesin olan şey, “İkimizin de bir şeyler kaybettiği” Mümkün olan; Ben yitirdiğimi yine kazanırım İmkânsız olan; Artık senin kaybedecek hiç bir şeyin yok! ... Sen; “Gittiğin kadar” edersin Ve ettiğin kadar “değer” Ne farkın var güneş görmüş kartopundan Nihayet birkaç damla su, İz bırakmış rutubet! Kapladığın yer kadar küf, kalem ucu kadar nokta Tamamın bundan ibaret! .. Kadir Albayrak |