Sahi; Sen Görmüş müydün Mehmet'i vuruşurken
Kandilde “kandil yaktı” tasası puşta düştü
Uyandı uykusundan zaten gördüğü düş’tü Ne o, canın mı yandı, kandiller tutuşurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Dur bakalım, Bismillah, daha yeni başladı Balyozlar hazır ancak, “önden biraz okşadı” Kulağın açta dinle, “öfkesi konuşurken” Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken “İnsan hakları” dersin, o bilir bilmesine Lakin Mehmet’im çökmüş, “hayvanın” cümlesine O kahpe yüreğiniz korkuyla buluşurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Naklen yayın, seyredin, budur hainin sonu Ne mağara kalacak, ne de kıçında donu Yedikçe o yumruğu ininde buruşurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Dağları harmanladı, eee tırpana geldiniz Siz Vatana kasteden, birer hain el’diniz Uyuyor muydunuz lan, “şahinler” uçuşurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Verilen birinci ders, tedrisata ara yok Nere kaçsan faydasız, tartısında “dara” yok O kantarın topuzu beynine kavuşurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Arkanı yasladığın, sırtını sıvazlayan Hadi isim vermiyim, “köpek gibi havlayan” Hepsi sus pus oldular çakalca ulunurken Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Kimin dahl-i var ise, kesilen faturada Bir hesap görülürken, bir diğeri, sırada Beklerken o kâbusu “altını ıslatırken” Sahi; sen görmüş müydün Mehmet’i vuruşurken Merak etme, seninde, giderir merakını Bir anda cehenneme çevirir afak’ını Pişman olup, kuş beynin, dehşetle uyuşurken Gebermeden gör hadi, Mehmet’i vuruşurken "Kadir Albayrak" |