Vadideki Işık
Vadideki Işık
kaç bahar geçti aradan kaç zemheri soğukları sindi bedenime kaç zifiri akşamları doğdu yüreğime kaç yıldız söndü mehtaplı gecelerimde kaç kadeh kızılcık şerbeti dokundu dudağıma sen, maviye çalan yüreğimin neşvesi sen, doruklardaki yalnızlığımın biricik sırdaşı sen, hazanımda güller açan nevbahar sen, vahalarımın alevini kesen ağaç gölgesi sen, ufkumdaki hür maviliklerin doğan güneşi vurgun yemiş mazilerimde kalmışım koynumda sakladığım senli neşeler gitmeler ve yüreğime çöken karanlık geceler teker teker kayan yıldızlar, sinemdeki hüznüm ve koskoca dünyada yapayalnız kalan ben gecenin son deminde göz kapaklarıma inen yorgunluğum yenilmeden kalırsam bu yüke tan vakti tutamazsam eğer gözlerimi rüyalarıma davetlisin gelir misin? ey! yüreğimdeki nağmelerde çalan musiki ey! terennüm eden mısralardaki beste ey! gül yüzlü, gül dudaklı, gamzeli ve sürmeli seni çağırınca gel! gel! … nolursun gel emi! İlkay Coşkun 14.05.2002 |