Bana Seni Yaşatacak Bir Şiir Lazım Rozave bir yaşamın ertesinde kaldı umutlar roza soğuk bir yalnızlık içimde barikatlar kuruyor ve kırılgan bir sevdanın özlemindeyim adresi belirsiz cümleler kuruyorum kendi kendime sonra şiir şiir dökülüyor yüreğim beyaz bir kağıdı kanatırcasına ve lal bir rüzgarın uğultusuna tutunmaya çalışıyorum kokuna, sevdana, boynuna sarılır gibi roza yine umudu kurşuna dizen cesetler geceme düş oluyordu düşler hep güzel olur sanıyordum oysa her düş bir acı yaşatıyordu insana roza damarlarımda gezinen kan kadar sıcak bir ölüm radyoda türküler söylüyordu göğsüm darmadağın avuçlarımda geçmiş zamandan kalma bir mutluluk sıktıkça kanıyor acılarım sıktıkça öfkem soluk soluğa ve ben bir depremin enkazında bir savaşın ortasında kalıyordum göğsüm kurak topraklar kadar sessiz çölün ortasında açmaya çalışan bir karanfildin sen roza sen çöl kadar ıssızdın bense fırtınalar koparırcasına yüreğimi zindanlara atıyordum göğsüm paslı bir ranzada şimdi roza göğsüm kör bir pencere ardında göğsüm süngülü kapılar ardında kilitli roza senin saçların özgürlük kokuyordu bense özgürlüğe sevdalı bir çocuktum saçlarına dokunmaya korkuyordum senden sonra buralar hep karanlık hep cehennem ateşi yanıyor sokaklarda yüreğimde kırık cam parçaları ve bin parçaya bölünmüş roza bin parçamda seni arıyorum seni özlüyorum roza sokak ortasında kalmış yetim bir çocuğum ben ekmek kadar, su gibi seni arıyorum kuşlar göç halinde yine sanırım mevsim yine kışa hazırlanıyor akşam olmak üzere roza karanlık bir yüreği akşam karanlığına bırakıyorum yine bana seni yaşatacak bir şiir lazım roza gözlerin gibi, ellerin gibi, saçların gibi ezilen bir halkın yüreği gibi onurun, şerefin, namusun gibi bana senin yüreğin lazım roza yasak bir dilin yasak bir şiirin yasak bir gülüşün bitmediğini gösterecek bana seni yaşatacak bir şiir lazım roza kendi yüreğimde, senin yüreğinde yaşayacağım ibrahim dalkılıç 08.01.2017 23.20 izmir |