Siyah Karve bir bulut ağlaması yitik bir mevsimden çalıyordu güneşi hava soğuk içimde siyah kar erimek nedir bilmiyordu mutluluğun yasını tutan şiirler çoğalırken kaldırım taşlarına başını yaslayan ömürler bir bulutun ağlaması altında kalıyordu sağnak bir gözyaşı resmedercesine bir günahı şarkılarda idam ediyordu kendini oysa inatçı ve soğuk bir ayaza yenik düşüyordum hayat yarını güzel gösterirken içim üşüyordu içimde siyah kar erimek nedir bilmiyordu biliyorum bir erise içimdeki siyah kar güneşin doğuşunu seyredeceğim düşlerim gerçek olacak gülüşlerim hayallerim mutluluğum acım son bulacak çünkü çok sahte insanlar gördü yüreğim ama ilk defa siyah kar kaplıyordu yüreğimi sanki karalar bağlamış yas tutuyor cinayete uğramış bir mevsim gibi şimdi neye inansam onu kaybedeceğimi biliyorum neyi sevsem kimi özlesem kime sarılsam herkesin öldüğü kadar öldüm ama herkes kadar yaşamadım sustuğum kadar öldüm düşündüğüm kadar öldüm sevdiğim kadar öldüm ölmek o kadar basit ki benim için ben yaşamak nedir hiç bilmiyorum ve okyanuslar mavi olduğunu bağırıyordu gök mavi olduğunu şiir mavi olduğunu yürek severse mavi olduğunu vicdan, merhamet varsa bir insanda o insanın mavi olduğunu ama ben mavi olan her şeyin öldüğünü gördüm hemde bir damla sevdaya hasret kalarak oysa bütün yetimler içimde maviyi arıyordu yalnızlar, evsizler ve ölüler ve içimde siyah kar erimek nedir bilmiyor bense ruhuma kefen biçiyorum herkesin yarası içinde kanar mutlu görünen herkeste buna dahildir ibrahim dalkılıç 01.01.2018 22.30 izmir |