Yaprak DökümüEski zamanlardı diye başla samda hala taze acın aldığım her yeni nefeste mazim leke bırakmış yaşadığım güne unutmak mümkün olsa bile hayalin gözlerimdeyken artık mümkün değil eylül rüzgarı misali çarpıyorum sağa sola gittiğim her yerde trende minibüste ayaklarımın bastığı toprağın üzerinde vakit hazan zaman hüzün başı boş takılıyorum uzaklara soran olursa neydi diyorum neydi senin adın affet hatırlamak istemediğimden değil hatırladıkça gecenin esrarengiz sesine sessiz kanadığımdan hıçkırık boğumu ağladığımdan erkek ağlamaz deme utancından ıssız göğün nefessiz anlarına ağlar dinler yerin sinesine düşmüş yetim çocukların hırıltılı öksürüklerini duydukça ağaçların yaprak dökümü feryadına ağlar bilir ki uzun aralıklar sonsuz uzun geceler karanlıktır biliyorum çaresiz değilim çaresiz değilsin bendeki de güz gülü bencilliği değil sensizlik tek kişilik hücre pranga lanmış mahkumun belki utancı nerede ve nasıl olduğunun belirsizliği bilmiyorum sevgili bendeki beklide unutulmuş ellerinin sıcaklığı |
Şiirde anlatım ve kurgu yerli yerinde…
Bahattiin KARAKOÇ’A Allah’tan rahmet diliyorum…
Huzur şiirdedir…
_______________________________Saygı ve selamlar..