Bakır tenli adamlar geçer Yusuf masalındanGeçiyorum Fırat’tan Dicle’den Ay koynumda gümüşten muska Nil bekler beni asasında Musa’nın. Peşimde akrep aşireti firavun. Zamanı durdurduk, Miraç ağzımda aşk ateşi. Köprülerin öbür yanı baharken, Kışlara konakladık hoş geldin ölüm. Taze bir ekmek kokusunda, Başlar hayat. Karınca yuvasından dağılır Başsız insanlar, Paslanmış bir yangını üşütür Yüreğimizde Marmara, Vapur ıslıklarında büyür Martıların gagası güne. Her şey normal seyrinde Harbiye’den Taksim’e Bütün sözcükler yaşlanır oysa Gün batımlarında Üsküdar’da. Karacaahmet’e matem çökerken Terkedilmiş hüzünlerden. Hoşgörülü bir sabah düşer Garlara, otogarlara, limanlara. Aranan kan bulunmuştur Yazgılara, son baharlara, Limon kabuğundan Adamlar dökülür sokaklara, Göğün sancısı çöker boynuma, Bakır tenli adamlar geçer Yusuf masalından, Züleyha düşer hüzün sürülmüş ay’dan ay’a. Bağrımda öpüşürken intiharlar her zemheri vaktinde. Bütün ölülerini alnıma yıkar esmer akan bir nehir. Tebessüm tecrit edilir yüzümün aksesuarından. Bir vaveyla kopar şah damarımdan, Kişneyen atlarımı salarım ağzımdan Kırlangıçların vurulduğu ana. Hıra’ya yaslarım başımı, Çürüyen bir yalnızlık istimlâk eder dağılan saçlarımı. Bütün sevinçleri toplarım umuda yelken açmış, Çocukların kalbine. Fırat benim için aksın Benden doğup bana dökülsün Dicle Tüm maceralarında, Beynimin her zerresinde, Totemlerden kurtulmuş bir Nil aksın yüreğimde. Bir ürperti olmasın Sakarya gözkapaklarımda, Anadolu oğuz soyundan bir efsane belleklerime, Tanrı dağlarında gök daha yakınken gözlerime, Kandilleri üşümüş bir kentte ikamet ediyor bedenim. İbrahim’i ateşe atan bir soy var kale kapılarında, Bir Ulubatlı Hasan’ım oysa ben kale burçlarında. Şimdi bir liman arıyorum, Korkularıma sığınak, Yakamoz düşer mi bilmem ay ışığından gözlerime. Sahile vurmayan cesetleri bekliyorum her med-cezirde Zulüm dağları sarmıştır çiçek açmadan erik ağaçları Aşkı öldürebilirsiniz deniz boyuna ulaştığınızda. |
Korkularıma sığınak,
Yakamoz düşer mi bilmem ay ışığından gözlerime.
Sahile vurmayan cesetleri bekliyorum her med-cezirde
Zulüm dağları sarmıştır çiçek açmadan erik ağaçları
Aşkı öldürebilirsiniz deniz boyuna ulaştığınızda.
ne güzel bir final.... tebrikler...