_ iki iç sıkıntısı hüzünlere alışkın bakışlarında yalnızlığım dinlenir deniz ve karmaşık düşlerinle
Kam sana haber saldım, ensenin karartısında esaretleri azat eyleyip, güneşte kurutmak için içini boşalttığın umutlarımı; bir ipe dizdim çuvaldızla, çakırdiken büküne astım. Görmedin mi Böke.
sendede mi kol geziyor unutmak inceden bak akşama yaralı bir kuzgun gibi düşme sende önüme gün batımını bari esirge
_ iki iç sıkıntısı yine bakar ağlarım kimsesizliğime tek kişi kalsam da dönmem diyen yolumdan düş gezgini gibi
Biçare ellerimle çizip yaşamın sınırını, gün henüz pencereme asılıyorken; ellerim arkada kavuşmuş, hala gidip geliyorum odayı sakin adımlarla. Yoruldum artık ey kam, "içimin kuyusundan sus taşımaktan".
elbet durulur bulanık düşlerimde geçmişin kalbimin taze çırpınışlarını hissedip tekrar göğün açık kafesinde her şeyi ufalayıp mesafeleri kısaltarak
_ iki iç sıkıntısı uçmayı dilediğimiz özgürlüktür esaretten pagan tüccarlarına haber salın bilirim şimdi
Özgürlük kitabını okuyup hep bir ağızdan, kestiğiniz ağaçları tekrar gürül gürül orman yaparak; bile isteye yok etmeden kendimizi. Günleri bana da saydırma tekrardan, taşlı kumunu sermiş sahillerde sarhoştur halinden göğsüne değen saçların.
hızla geçen bulutlar gökyüzünden "çiziktiriyorken ayın kenarını" sevda türküleri bulaşmıştır tuzlu tenine hatırlarsın umarım bu umarsızlıklarını bakıp ağlarken mavice yalnızlığına bir hüseyni türküde.
_ iki iç sıkıntısı yine de her şeyi ufalayıp aramızda mesafeleri kısaltmak isterim bile isteye yok etmeden kendimizi biraz sakince...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
dağılan tesbih taneleri şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
dağılan tesbih taneleri şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.