İşte gidiyorsun
Ey ince yapılı kırılgan sonbahar
gidiyorsun ömrünün baharını görmeden utangaç yüzün bakışların ve dünler ve senin sevdan bir başkadır aslında: sarı saçlarından dökülen kızıllılkların aşklar uğraşlar ve olaylar; ve savaşlardan sevinçler içimizde kaldı yine bu eylûlde bitiyor. bu mu ? sevda dedikleri senin gökyüzü gibi gözlerin koruk bekleyişlerin İntihar bir yok’sul eyleminin sebebi yazgı; yıkılıyorum. kış çimenleri kurumadan önce övgüler; dökmek isterdim sana benim tatlı umudum yağmur çarpan pencerem; bunlar mı sevinçler? kör aklımıza uyduğumuz zaman uzaktan geliyor bütün sesler uzun gelecek bu kış! d’üşüyor sıcaklığın gelmeden pastırma yazı: çocuğum; dünya senin elinde güzel uzaklarda çıplak mezarlarda olsada ay batımı utangıç bakışların ve sen ezilirim altında dingin bulutların yağmurlarında özlediğim çiçek kokulu bahçe bir mayıstır sana sunamadığım; ama sen yaşatıyorsun eğer, bu güzelikleri senden gelir her avuntum senden bu son soluk; ateş ve kül, bir gül bahçesi mavi gök mavi deniz sarı hüzün doğa, sevgi ve dünya dar geliyor yüreğime o beyaz gerdanında sonbaharın ince ve arı sızısı: iç savaşların yazgısıyla başedemediğim; soylu ruhun! tanrısal gücün ateşlerin öylesine anlatılmaz ki uzatsan bana beyaz ve çıplak elini kim beni uyandıracak gördügüm düş yitimi rüyalardan ortada kaçamadığım; seni el bebek, gül bebek uğurlamak isterdim seni ama ne yazik ki; kızıl bütün acılar… eylûl; hüzün sarım bu yılda yüzümüz gülmedi… sen, ben ve eylûl gül ve gazel yapraklar bitsin artık bu savaş oyunları; unut herşeyi! unut geçiyor hayat dediğin! İşte gidiyorsun!! Nurten Ak Aygen 28/09/2016 |
Kutlarım..
.......................................... Saygı ve Selamlar..