9
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2271
Okunma
ipeksi saçlarınla bir daha dokun bam teline matilda
Sevmeye geç ölmeye çok erken...
Erkendi alıp şehrini giderken çorak yüzlü topraklardan
Kemikleri sayılı çocukların tebessümleri
Ve kıraç toprak kokusu
Tenimde kalan son hatıran...
Ağlarken, hücre odalarına benzeyen kareli toprak odaların
Su tutmayan damlarının altında
Perdeleri sökülmüş kırık bir camın kıyısında
Solukla cebelleşiyorum.
Ki farzet bir sabah kokusunda asma dalındaki son yapraksın
Düşersen düşeceğim
Igde kokulu akşamlarına aksanına.
Matilda
Tozlu yollarımın hendeklerinde kayboldum çoğu zaman
Bir çok kez suya karıştım ilk iliğime dokununca ellerin
Sen olmadan da hissetmeliydim seni
Seslenmeden duymalıydım iç sesini
Bağışla!
Söyle ne kadar sevmeliyim seni...
I
Işıksız bir köyde doğdum
Ondandır karanlığa benzeyen gözlerini çok sevişim.
II
Nar çiçeğine benzeyen gülüşünde
Dicleyi görüyorum
Hoyrat ve yalın ayak biraz da toy
İlk o kul’a gittiğim gibi
Sana geldim matilda
Ve senindir hücresi her zerremin.
III
Çogul yalnızlık arefelerinde
Sabahın beşini bekleyen bayram çocuğu gibiyim.
Az daha bekle
Güneşi gülüşünle doğur matilda...
5.0
100% (7)