şiir finalim...
Bu çetrefil sancıların anlamsız sokağında
Kana bulanan iki büklüm bir dudak Leblerden düşen sancılı iç kanama seansları... matmazetül figan hu sana... Bilirsin işte Ya da bilmediğin içindi belki de başı önünde Gidişlerini yansıtırken aynalar... ’İstemsiz bir vedadır bu cümlelere Kıyısı olmasa da yüreğinin, kuyusunda boğulurum...’ Ey hazanıma hüzün olan sevgili... Bırakalım sussun cümleler Ve aşka dair söylenecek bir şeyler varsa hala Dillensin göz Söz iki adım ötede kalsın... Vurdumduymaz seviyorum seni bağışla Elleri kınalı mektupları kapına Yüreğimi avuçlarına bıraktım. İstesen de seninim artık, İstemesen de... Demiştim son mektubumda… Bütün gündelik mecmualara düşerken Bu sevdanın bitiş resitali Ve boğazıma dizilirken cümleler Yüreğimi yüreğine Gözlerimi gözlerine bağışladım Kabul et bu diyeti Bu diyet, hâlihazır niyetimdir benim… Demiştim ya değmezmişsin işte Şimdi bütün kinayeli söylemlerimi üzerine al Bütün dışlanmış hislerim yokluğunun eseri Bir bir esir edilmiş Bütün fırtınalardan yara almış Bütün yıldızlara binbir hayal asmışım. Gecenin karasına gözlerini assam kaç yazar be! Unutmadan! Fikirlerinin ırzına geçilmiş bir kalemim Ucu kırık, cümlelerin ucu firari Bir yakamoz sendelemesi benimkisi Ki farz edelim, sen hiç doğmadın. Ben bir pamuk tarlası çamurunda gözlerimi açmışım Gördüğüm gökyüzü değil. Boğazıma kadar sen olmuşum. Küfürbaz hüzünlerimi sorma Bir deli fişek sesinde yankılanır hücrelerim Ben aslen ben değilim... Ana, avrat sövsem kır benekli yalancı özlemlere Ve her seferinde yalnızlık taşıyan afilli metropol seferlerine Bileti namahrem kesilmiş vuslatı cebinde taşıyan İnsan müsfettelerine... Yalan söylemek size çok yakışıyor Buyrun buradan kına yakın O çok kıymetli yerlerinize... Bana yakışmayan söylemleri yakıştırdığın içinde Dümdüz sövesim var sevgili Gelmişine, geçmişine... |
sonrasını şiir bilmiyor::))
ne anlattı şiir,
bence gitme dedi kıyıdaki yüze,
kıyımların fırtınaları ,
dokunurken aptallığa
halen özlemle burç eliyor bohçalar:))