6
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
752
Okunma
Kaç cümleye sığar ki insanın sevgisi
Kaç ömre
Kaç asra ve arşa
Seviyorum demek hangi dilin tecellisi
Hangi sair bulmuş bu sihirli cümleyi
Sahi sevmek
Bu kadar mı acı
Bu kadar mı derinden vurur b’izi...
Sahi
’Bu gidiş kaç yalnızlık eder sevgili?’’
Bak bu gün Eylül
En sevdiğim mevsim, hüzün kokar
Yani kendimi bulduğum,
Seni en yakın hissettiğim kokunu en çok aldığım mevsim..
Yani sen ilk kazandığım sandığım
Ve ilk kaybettiğim gün
Yani bir devrin başlangıcı ve bitişi say kendince
Ya da sıradan bir anı de
Koy yüreğini de cebine git gideceğin yere…
Sonbahar
Yaprak yaprak kavuşma zamanı toprakla
hayallerim cebindeki umutlara göz kırparken yabancı yağmurlar
Sen zamansız bir fırtınaya kaptırdın da bizi
Bilinmeyenlerin dibinde boğuluyoruz amansızca…
-şiir
Kıydı vakitsiz cümlelerin canına
Ve canıma…
Sen acınma…
Bir kaç adım ötedeydi hayallerim ile sevgili
Biri hayatımın anlamı, diğeri hayatımın ta kendisi...
Sonra bembeyaz bulutlara sardık ardı arkası kesilmeyen kanamasız sancıları
Mutluluğun o hiç olmayan
Resmini çizmeye çalışırken acemi âşıkların
Heyecanında sağırdık gerçeklere
Kaybettiğinde anladık acının ve sessizliğin renginin koyu gri olduğunu...
Gecenin en kalabalık yalnızlığındayım,
üzerimde kanat çırpan bir hayal dünyası
Birkaç parça rüzgâr kırıntıların yamalı cebimde
Ve duvarlar, sancılar, kırmızı köşeli yalnızlıklar
Birkaç yanım sancılanıyor, ebegümeci tadına saklıyorum seni…
Sonra, zaman kahkaha atıyor, son sigarasını içerken şiirin son cümleleri
Fokurdayan bir iz, geçmişime çizik atıyor.
Bir daha batıyorsun geceme, gecem(i) biraz daha sana bürüyor(um)…
Ve ile başlayan
Ve ile devam eden
Ve hiçbir bağlacın bile birleştiremediği bir son…
Düşünsene hiçbir dilde yan yana gelemiyoruz seninle
Ve düşünsene bu saatten sonra bize düşse düşse düş düşer…
Hadi herkes düşüne, herkes kendi rüzgârında kanatlandırsın uçurtmalarını
ve herkes kendi gök kuşağında sevsin seveceği bütün renkleri…
Ve varsa şayet, herkes kendi solunda atsın adımlarını…
5.0
100% (5)