Peki nereye?
Peki nereye?
toprağın güneşli yüzü; ah esrarengiz gece nereden bulursun rüzgarın savurduğu hoşluğu nasıl doldurursun bunca boşluğu nasıl unutursun adeletin geç günlüğünü henüz okumamış ve henüz yazmamış yada her cümleyi bir istanyonda unutmuş o kırık sonbaharın bir oyunu mu? bir kentozanının mısraları dolar içime kızılca kıyamet martı çığlığı kıyısında oturduğun bir düş sonradan hep sonradan dilin çözülür gülmenin ve ağlamanın kapısına açılır penceren seyir defterine yazıp adaletsizlikleri dilsiz toprağın yüzünde kalan tohum avutur kış çobanlarını alı moru bal köpüğü dudaklarından sonbahar geçer aydınlanırım öyle uzaksın ki şimdi bana rüzğarlar okşuyor eylûl akşamlarını sana anlatamadığım hisleri dağıtıyor bir çırpıda ellerine kınalar yakan o eski köylü kızları kalmadı herbirşeyin çakması çıktı başka türkü işliyor düzen eğri oturup doğru konuşan perişan biz yine düşe kalka yürürüz bu yollarda aklın aldığı mantalitada sökmez bize yamuk oyunlar içimiz rahat uykumuz tastamam bırak aralık kalsın gönül pencerem otabüler geçiyor altı rüzgarlı hiç bir yolun sonu yoktur ki nirvanaya varan geceyi okşuyor ılık rüzğarlar bıraktım başımdaki bulutları dağıtsın eskisi gibi olmaz hiç bir şey kırk dikiş atsanda kışlık paltoyla kapatsan iliklesen düğmeyi yürüyüp gideceksin buralardan ardına bile bakmadan peki nereye memleket mi kaldı.. Nurten Ak Aygen 19.09.2017 |
Çok Beğendim…
Kutlarım…
.......................................................... Selam ve Saygılar..