Özlerken Hiç Öldün Müey geceye özlem katan yıldız kendini tekrardan bul diyen yağmur ıslak şakaklara dokunmaya korkan parmaklar aşk kadar yorgunum bin yıllık özlemle bin yıllık sevdayı taşıyorum sırtımda bir muammanın içinden geliyorum boğazıma kadar günahım ben beni boğun yada öldürün şuracıkta yaşama sevinci çamura bulanmış bir çocuğum ben okyanuslar kadar su vursam yüzüme temizlenmem bir anda olsun istediğim bir ölümü arıyorum başucum uçurumlarla dolu ve dört yanımda dost bildiğim kalleşler ve leş yığınlarıyla dolu bu dünya ve palyaçoyu oynayan sevda sana da yazıklar olsun senide adamdan saydım da sevdim ve göğsüme şiir olmuş hayaller kuruyorum kendime içimde dünyanın en sarhoş adamı var sokak sokak sevdiğini arıyor oysa çoktan terk edilmişti bu şehir bu kent, bu sokaklar, bu hayaller sonunda bu şehirde yanacak ben gibi ben nasıl küle döndümse nasıl alev alev yandımsa nasıl kimse görmediyse tutuşan yüreğimi bu şehir tutuştuğunda da bir kıvılcım kadar sessizce izleyeceğim yandığını bir yalnızlığın bu kadar karanlık olduğunu seni sokak sokak aradığım zaman öğrendim ama insan en çok özlerken ölüyor hemde hiç gelmeyecek birini özlerken sende birisini özlerken hiç öldün mü? hemde hiç gelmeyecek birisini özlerken. ibrahim dalkılıç 07/09/2017 00:30 izmir |