Siz Hiç...?Siz hiç, öksüz bir çocuğun kalbini ziyaret ettiniz mi? Dokundunuz mu kimsesizliğine bütün kalbinizle Yalnızlığına süzüldünüz mü bir su misali Sızdınız mı bir ışık gibi suskunluğuna Babasızlığını öptünüz mü Okşadınız mı annesizliğini Umutsuzluğuna umut ektiniz mi Çaresizliğine çare oldunuz mu hiç İçine çektiği o derin sızıyı, siz de çektiniz mi? Acısında, Öfkesinde uyuyup, Yarasında uyandınız mı hiç? Siz, bir kadının çatlamış ellerinde dolaştınız mı? Yorgun yüzünde, Ürperen dudaklarında, Kısık sesinde Kırışık alnında Ağaran saçında Hayat kavgasında, Bitkinliğinde, Bezginliğinde, Telaşında, Tedirginliğinde hiç soluklandınız mı? Mesela, geçtiniz mi bir açın kursağından? Ruhunuz duydu mu hiç açlıktan uyuyamayan, Ağlayan bir bebeğin duvarları sağır eden, Göğün göğsünü çatlatan sesini Lâl vicdanınız hiç dile geldi mi? Ya, o kör merhametiniz gördü mü hiç? Boylarından büyük sandıkları sırtlayan çocukları Mendil satan, Dilenen, Aç kalmamak adına, Bakmak adına birilerine Başkalarına ait olanı ç/alan Bir parça ekmek bulma umuduyla Çöplükleri karıştıran, Umutsuzluğunu bir diğeriyle yarıştıran çocukları? Ya, yavruları açlıktan ölmesin diye gururunu hiçe sayan Onurunu bir kendini bilmezin ayak altında ezdiren babaları? Ya, tırnakları ojeli, Keyfi gıcır ablaların Cicili bicili evlerini pak eden Ecel terleri alnında, Ölümle kucak kucağa, Camları silen Ve göz yaşlarını kollarına… Anneleri gördünüz mü hiç ? Siz hiç sevgi nedir bilir misiniz? Bir martının gagasından öptünüz mü mesela Kırılmış kanadına dokundunuz mu bir güvercinin Bir serçenin üşümüş nefesini nefesinizde ısıttınız mı Bir karıncanın elinden tutup yuvasına götürdünüz mü, Yükünü taşıdınız mı sırtınızda Kedilere, köpeklere su verdiniz mi Bir dalın kırılmışlığına Bir çiçeğin incinmişliğine sarıldınız mı, Öpüp okşadınız mı denizleri, Dağları Ve bütün tabiatı? Sahi, siz hiç insan oldunuz mu? S.U. Serkan Uçar 28.08.2017 |