Hüzün zamanı
Yine akşam düştü soframıza;
her bitiş bir başlangıçtan ibaret aslında gün sarardı, çiçekler soldu hüzünlü bütün bekleyişler gittiğinde gömülür karanlığa sarıya çalan hasretler depreşir kentin sarı ışıkları, let aydınlatma avemeler sızıntı sırıtır içinde yol boyu araba farları uzunlu kısalı işte bir cumartesi sonu sedromu saksılarda çiçekler toprağı kurumuş balkonda sarı sıcak güneşi kucaklayan dağlar havuzlarda havuz proplemli fıskıyeler çiçekleri çoktan döken ıhlamur ağacı nasılda hüzünlü etrafında inişli çıkışlı gün doğmaları alır başını gider ve öyle bir gider zaman bırakır ardında kaygıları ve yenilerine gebe kalır. akşam bir çökmeye görsün dört başı mamur hüzünler çöker etrafa ister yaz olsun ister kış ister ilkbahar her yeri kaplar o hazin sonbahar nereye baksan sindirilmemiş acı neye baksan her şey yabancı uykusu kaçan ay ve akşam sefası alır başını gider gözlerinin derinliklerine kör pencereler nereden bilsin güneşini yitiren gökyüzünü aydınlatması bir yorgun yıldızı. öyle geçer ki zaman unutur her akşam üstleri unutur şafağı an ve başlar hüzün zamanı.. ve başlar ruhunda hüzünlü yağmurlar... Nurten Ak Aygen 29/07/2017 |