Okuduğunuz şiir 1.7.2017 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
hicran
İNCEĞİZ GÜNCESİ
Karaçamlara yoldaş Mursal’ın yamacında Kök salmışlar toprağa dua bekleyen taşlar Çalkalandıkça hasret Zelle’nin bakracında Alçalır birer birer yüksekten uçan kuşlar
Rüzgâr eser aniden uçuşur sisli perde Tekrarlanır her bayram inancın mükâfatı Ovanın gökyüzüyle birleştiği o yerde Dedemin silueti mahmuzlarken kır atı
Kıvrım kıvrım toprak yol Çubuklu’yu aşınca Sığlalar gölgesinde dereye eşlik eder Taş köprüyü geçip de avluya ulaşınca Ne dert kalır insanda ne mutsuzluk ne keder
Tan yeri ağarırken dağlar yanak yanağa Gümüşten saçlarını düşürürler vadiye Mor yağmurla yıkanan huzur sesi kulağa Yüzyıllık kavakların yaprağından hediye
Kabartılmış yün gibi bulutlar öbek öbek Öğle vaktinde güneş tepede altın sini Kırmızı sardunyayla cilveleşir kelebek Tutup öpesim gelir yaşama hevesini
Kıyıda salkım söğüt arz-ı endam ederken Minnetini gizlemez el pençe divan durur O narin dallarını suya ikram ederken Gölgesinde dinlenen ne şanslıdır ne mesrur
Terkedilmiş boş evin kiremitsiz bacası Omuz verir asmanın üzüm yüklü dalına Sağır kulak, destenbel, kanalda su yoncası Doyulur mu kırların şifalı hardalına
Eski su değirmeni yıllara meydan okur Çark döndükçe yazılır buğdayın hikâyesi Sac üstünde bazlama, çaydanlık fokur fokur Mutlu an biriktirmek yaşamanın gayesi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İNCEĞİZ GÜNCESİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İNCEĞİZ GÜNCESİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Karaçamlara yoldaş Mursal’ın yamacında Kök salmışlar toprağa dua bekleyen taşlar Çalkalandıkça hasret Zelle’nin bakracında Alçalır birer birer yüksekten uçan kuşlar
Rüzgâr eser aniden uçuşur sisli perde Tekrarlanır her bayram inancın mükâfatı Ovanın gökyüzüyle birleştiği o yerde Dedemin silueti mahmuzlarken kır atı
Kıvrım kıvrım toprak yol Çubuklu’yu aşınca Sığlalar gölgesinde dereye eşlik eder Taş köprüyü geçip de avluya ulaşınca Ne dert kalır insanda ne mutsuzluk ne keder
Tan yeri ağarırken dağlar yanak yanağa Gümüşten saçlarını düşürürler vadiye Mor yağmurla yıkanan huzur sesi kulağa Yüzyıllık kavakların yaprağından hediye
Kabartılmış yün gibi bulutlar öbek öbek Öğle vaktinde güneş tepede altın sini Kırmızı sardunyayla cilveleşir kelebek Tutup öpesim gelir yaşama hevesini
Kıyıda salkım söğüt arz-ı endam ederken Minnetini gizlemez el pençe divan durur O narin dallarını suya ikram ederken Gölgesinde dinlenen ne şanslıdır ne mesrur
Terkedilmiş boş evin kiremitsiz bacası Omuz verir asmanın üzüm yüklü dalına Sağır kulak, destenbel, kanalda su yoncası Doyulur mu kırların şifalı hardalına
Eski su değirmeni yıllara meydan okur Çark döndükçe yazılır buğdayın hikâyesi Sac üstünde bazlama, çaydanlık fokur fokur Mutlu an biriktirmek yaşamanın gayesi"
Aşkla yazılmış muhteşem bir şiir Güne seçilmiş ancak bana göre daha fazlasını hak ediyor Böyle bir emek böyle bir birikim daha fazlasını hak ediyor
Ne desem nasıl desem yorumumu bilemedim.O kadar güzel bir şiir ki ne söylesem az kalacakAma ben bu muhteşem bu müstesna dizeleri yazdıran hisseden yüreğinizi canı gönülden kutluyorum.Nice güzel eserlere diyorum sevgili şairem.
Allah sağlık ve mutluluklar versin inşallah. kitabın kavli üzere yazılmış, çapraz kafiyeye çok güzel bir örnek teşkil eden pek müstesna dörtlüklerdi. tebrikler ve saygılar sunuyorum...
Karaçamlara yoldaş Mursal’ın yamacında
Kök salmışlar toprağa dua bekleyen taşlar
Çalkalandıkça hasret Zelle’nin bakracında
Alçalır birer birer yüksekten uçan kuşlar
Rüzgâr eser aniden uçuşur sisli perde
Tekrarlanır her bayram inancın mükâfatı
Ovanın gökyüzüyle birleştiği o yerde
Dedemin silueti mahmuzlarken kır atı
Kıvrım kıvrım toprak yol Çubuklu’yu aşınca
Sığlalar gölgesinde dereye eşlik eder
Taş köprüyü geçip de avluya ulaşınca
Ne dert kalır insanda ne mutsuzluk ne keder
Tan yeri ağarırken dağlar yanak yanağa
Gümüşten saçlarını düşürürler vadiye
Mor yağmurla yıkanan huzur sesi kulağa
Yüzyıllık kavakların yaprağından hediye
Kabartılmış yün gibi bulutlar öbek öbek
Öğle vaktinde güneş tepede altın sini
Kırmızı sardunyayla cilveleşir kelebek
Tutup öpesim gelir yaşama hevesini
Kıyıda salkım söğüt arz-ı endam ederken
Minnetini gizlemez el pençe divan durur
O narin dallarını suya ikram ederken
Gölgesinde dinlenen ne şanslıdır ne mesrur
Terkedilmiş boş evin kiremitsiz bacası
Omuz verir asmanın üzüm yüklü dalına
Sağır kulak, destenbel, kanalda su yoncası
Doyulur mu kırların şifalı hardalına
Eski su değirmeni yıllara meydan okur
Çark döndükçe yazılır buğdayın hikâyesi
Sac üstünde bazlama, çaydanlık fokur fokur
Mutlu an biriktirmek yaşamanın gayesi"
Aşkla yazılmış muhteşem bir şiir Güne seçilmiş ancak bana göre daha fazlasını hak ediyor Böyle bir emek böyle bir birikim daha fazlasını hak ediyor
Hicran Aydın Akçakaya