Yaşanan tek başına bir ölüm
Özlemek şikayet değildir,
Pencere önünde eriyen gözlerime sor. Çatlamış dudaklarım ince bir kayık Saçlarımın telleri kadar naif Üzerinde ne gemiler yürüttüm, ama bu kez ceketimin cebi delik su alıyor heyecanlı bir şekilde ve batmaktayım. Çırpınışlarım kim bilir, kaç balığı telaşa sokar? Dalgamın boyu hangi kasabayı yıkar? Kırmızı kiremitli evden yükseliyor çığlıklar Gelincikler açmaz, isyana direnir... Babamın gazete okuduğu masaya kazımışlar idamlık resmimi Annemin sarı eteği ile gözümü kapatmışlar Karanlık bir ordunun atlı süvarileri göründü Şimdi yaşanan tek başına bir ölümdür. Aklıma; yıllanan, tozlanan, o eskimiş perdeler indi Acı bir tebessüm, bir an sonra gideceğim buradan... Nice baş göz olduğum, dost bildiğim, yâr dediklerim, kurmuşlar sırat köprümü Altında saçlarımda yürüttüğüm gemilerim ve şelaleye dönmüş delik cebim Çıplak vücuduma abdest aldırıyorlar, Sanırım ölüm içindeki son ölümüm. İbrahim’in baltası son umudum.. Karşı dağdan bir kapı açılıyor Mavi bir serçe yol rehberi Yanıp sönen bir aleme doğru gidiyoruz. Sanki cenneti görür gibiyim. telaşlıyım, korkuyorum derken; girmem için arkamdan itiyor Rüzgar Karşıda ben varım ve görünen kırmızıya boyanmış ince bir kayık dudaklarım... ---Pervaneha--- |
"Seninle ebediyyen birlikte olabilmemiz için
seninde hayalet olman gerekli" diyor ve
sessizce içime görmüyorum sesimi.
Kaleminin dili kusursuz kuzum benim, harikasın
Sevgimlesin ve.