GÜNYÜZÜ...Günyüzü görmekse ilhamı mutluluğun Bir de pekişen güftelerse kayıp baharın ilk ışığında, Mahşeri kalabalığı da görmezden gelip. Denenlerin yongası örtülü ödeneği yine söylenmeyenin, Kayıp kıtaların da sahanlığı Yine yüreğin meramı. Zamandan kasıt; yirmi dört saat madem Bayram bitti diye bürünmek mi gerekiyor mateme hemen? Zaten matemin bayramı mı olurmuş? Hele ki mahrem acıların da kuytusunda uyurken insan. Şimdi nereden başlasam da bir fırsat bulsam Ve açsam eski defterleri üstelik her sayfa karalı; Ömür gibi karalanmış ve altında imzası kaderin; Ne isyan ne de ihtiras; Ne şer ne de lanet, Hayra yorduğum her bir alamet. Dinginliğin rotasında saklı tek duygu; Sevip de dilimizden düşürmediğimiz şükrün de haysiyeti Yine insanlık makamında tek kayıt, Ne ayıp ne yalan oysa içinde büyütürken acıyı Kimine göre en hayırsız insan Yine neşenin uğramadığı gönül odası. Sair insan sair itham sair izdiham; Gölgeliği ruhun gidip de gördüğüm her mezar ve nizam. Sandıklarda küflü hatıralar, Sarı benizli her fotoğraf; Silmekten gözlerim kırmızı belki de resimdeki O kırmızı gözlü bebek yine yüreğin iltifat bildiği dirlik. Dün kaygılarım nasıl da alaylı, Mektepli olsam da neye yaradı bunca yılın yorgunluğu? Kimi büyütürken kaçıncı çocuğu, Ben hala okul yolunda; Sanırsın ki herkes kiracı, ben hancı. Zamandan aşırdım bu yirmi beşinci saati her gece; Yorgun fıtratın da hazin sonu eğer düşmezsem kayıt güne Sonra kim söyler içimdeki İlahi söylemleri? Andık analı ne çare ölene? Sevdik seveli kim sevdi benim gibi? Atlas yorganı örttükçe çirkinin üstüne, Kim ördü saçlarını o çilli kızın? Kimdi kim söyle, alnındaki akça pakça sure? Kandıklarım kadar kandıramadım kendimi; Yanılgılarım kadar da büyütemedim olmayan nefreti. Sevmediklerime düştüğüm o şerh Sadece Yaratanın hikmeti. Birdirbir oynarken gecenin cinleri, Yargıladıkça evren yaratılan kullarını, Rahmetin üstünü örtmek ne mümkün, Hele ki içinde büyüttüğün İlahi Aşka düşer mi gölge? |
Şiirinizi çok beğendim…
…….………………………….. Saygı ve Selamlar…