ESKİDEN BİZİM ORALARESKİDEN BİZİM ORALAR Eskiden, Çok eskiden… Bizim oralarda her şey çok güzeldi! Dostluklar vardı, Adam gibi adamlar vardı, Asalet vardı, Vefa vardı, Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı. Eskiden bizim oralarda, Kapılar da açıktı gönüller gibi. Yardımlaşırdı herkes, Adına insanlık denirdi. Evde pişen çorbadan Her kapıya bir tas giderdi. Karşılığında dua, Ya da küçük bir şükran beklenirdi. Ama başka şeyle dolar, Geri gelirdi o tas. Ne güzeldi eski zamanlar! Ocaklar, tandırlar yanardı, Saç ekmeği pişer, börek yapılırdı. Komşuyla bölüşülürdü Daha kokusu düşmeden. Yer sofraları kurulurdu, Bakırdandı her şey; Büyükçe siniler, Üzerine boy boy tabaklar... Hepsi bakırdandı. Kalaylattırılıdı yılda bir Katırlarlı seyyar kalaycılara. Bugünkü gibi yoktu elektronik oyuncaklar, Laptoplar, kompiterler... Bezden, tahtadandı oyuncakları. Seksek, çelik çomak, körebe oynardı çocuklar. Tütün sarılırdı, Ortaya atılırdı tabakası, Herkes sarardı birer cigara. Cepkenlerde benzinli çakmaklar taşınırdı, Muhtar çakmağı derlerdi adına. Her şey paylaşılırdı, Her şey…. Paylaşıldıkça bereket saçardı. Ahhhh! Nerede o eski günler… Gaz lambası yakılırdı, Erken yatılır erken kalkılırdı. Televizyon yok, radyo yoktu, Soba önünde sohbet edilirdi akşamları, Dostluk vardı, Samimiyet vardı, Kapılar güler yüzle açılırdı Komşu, dost, akrabaya. Küsmezdi kimse kimseye. Yoktu cereyan, elektrik falan... Sokaklar karanlık, Yıldızlar parlak olurdu. Damlarda yatılır, Keyfi çıkarılırdı parlak ay ve yıldızların. Bizim oralarda eskiden, Atlar nallanırdı; Buğdaylar yüklenir, Su değirmenlerine taşınırdı. Duvarlara geyikli halılar, Karşısına duvar takvimi asılırdı. Kundura, iskarpin zengin işiydi. Orta hallisi gıslaved, Fakiri yıldırım marka lastik ayakkabı giyerdi. İşte öyleydi eski zamanlar… Kalmadı o yıllardan hiçbir eser, Nostaljidir bana artık; Özlemini çekerim… Ömer Adar-2017 |