BİR SÜKUN DİLİYORUM BİR DE...
Sonlar biriktiren avuçlarım k/aşınıyor,
Elası gözlerimde biriken yas özürlü insanlar tanıyorum Belli belirsiz. Bir sükûn diliyorum bir de hatim indiriyorum ölü dünlerime Ve ardından bir tane daha bir tane… Doyumsuzluğun sarkacında yalın bir seyrin eşiğindeyim: Babama benzemeyen adamlar kadar korkutucu mu yoksa Önce selasını verdiğim ardından dibimde biten hüzün? Namert tüm şarkılar ve hepsi de aşka sitem ediyor: Korunaklı yollarında hülasa devrimler gerçekleşiyor iç benliğin: Satır aralarında kanlı hezeyanlar, Cümle diplerinde bazen üç beş inilti, Dökümünde duyguların, Asla yalan olmayan itiraflar ki ne çare? Hele ki çivisi çıkan bir döngüde, Saklı son rahle miyim de; İçimin kaynağında, Solumun tutukluğunda, Sağdıcım belli ki yanık kelamlardan arınmaya namüsait O bitimsiz hüsran. Çakıl taşı gözleri evrenin, Duyduklarıma biat üç beş yanılsama, Hadi gel de başımı okşa diyenlere inat, Akında gözlerin sair imge: Benekler kadar meçhul, Kelebek ömürlü düşlerimden kim ise araklayan, Kınında mahrem, ölümsüzlüğe teyelli üç beş önyargı, Dipçiğinde adeta ateş kırmızısı ihanet, Siperin dibindeyim hanidir; Cinsiyeti olmalı mı şiirin diyenlere aldırmadan Yazmaların evriminde, Almaktan ziyade sunmayı meşrep edinmiş Bir cahil faniyim kiminin gözünde. Kayalar dahi un ufak, Kerameti asılsız bir nifak da mı yangının eşliğinde Büyümeyi meziyet bildim, Dün özürlüyüm yarına niyet; Anda kayıp bir saniye uzunluğunda Bedelli bir mutluluk benimki; Kovuşturmaksa sevgiyi namahrem bir yargıda, Sebep de aramadan ne ve kim ise gönül verdiğim. |