sismik bir sendeleyişti büyümem naylon ayakkabı çağıymış elvis d’inlerken hiç emmemiş ne ettilerse levi’s’ı hiç giymemişim! kuşlar ne masallar anlatır ütüsüz dudaklara buz gibi minicik avuçları bir sırt çantasından şefkat bulmaya ç’alışmak kaç yıl alır beli kambur cümlelerle asla anlatamam bundandır belki ah damarımın bu kadar büyümesi bundandır solgun bir hikâyenin arka yüzüne yerleşmem •••
savaş çığlıkları arasında barış sarhoşluğu akardı musluklardan o vakitler henüz sevgiliyi "kucaklamaya" kurulu değildi saatler topaç gibi tersine çeviremiyordun ya çok kirli ya çok kibirliydi eller sevmek uzun uzadıya sabır metanet ve merhamet ister... yürümek gerekirdi koşmadan adım adım yutmadan önce iyi hazmetmek orada anlam yüklü bir mağara vardı ben dışarda kaldım...
dil bilmek gerekiyordu mod tutturabilmek için zamana dar paçalı, kıt kanaat geçiyordu günler hastaydım cansız harfler uçuşuyordu beynimde adını koyamadığım bir adada denizdim düşmanı belirsiz bir kampta esir hep boşuna günahını alıp durmuşum kağıt helvanın ? koca gözlüklü şişko bir doktor koydu teşhisi şiirden...
kar çoktu kayak ağacı yetişmezdi bizim coğrafyada fiziği düzgün kimyası sağlam kadın çıkmazdı buralardan zannederdim ki aramızda yakın akrabalık var kambur balinalardan...
camlardan boşalırdı kayra verdiğini istemez, geçmişinin inayetine sayardı alacaklılar kısa boylu, şubat pantolonlu çocuklardık belki naylon toplara sıkışmış havadaydı maharet futbol bile futboldu hep basketbola vermişimdir kokuşmuşluğu? ne zaman uzadı boyu, kısaldı insanlık!
ve sevmek ve aşk dümbüllü’den tut cüneyt’e dek tutundu, dayandı paranın asaletine! avuçlar harama soyunmazdı pek "tek yürekte tek yürek olabilmek"ti hâlâ tek reçete "vatan"lafzının al kırmızı dalgalanışıydı ülke bir çok şeyin padişahıydı yokluk " özgürlük" dediğin maslahatın her şeyi taa başakların boyundayken öğrenmiştim "askerinin düşmanı kimse, düşmanının askeriydi" (!)
sonra hep kendini tekrir an müsvetteleri kurşun kabzalı saatler karanlıktan ürken yarasalar gibi yalancıktan ışığa göz kırpmalar sahte saadetler öğretti zaman ki; hayat dediğin o kümülatif toplam dibi derin ve hiç görünmeyen bir çukurdan ibaret geri dönmeyen ve dönmeyecek tek asal mevsimin kıyısında asılı asıl problem -ah annem-
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
K'ağıt Helva şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
K'ağıt Helva şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kalemin susmasın
_____________________________Selamlar