Ateştin Su'da Seni Aradımşah damarımı patlatırcasına seni damarlarıma soluyorum gökteki yıldız kadar kalabalığım ama kalabalığın arasındaki bir yıldız kadar yalnızım beni bir yaranın kabuğuna hapsettin asırlarda geçse bu kanama durmaz pencerene konan bir serçeydim sabahına doğan bir güneş ve adına şiirler yazan bir şairdim beni kanadımdan vurdun bir dilin bütün kelimelerinde seni aradım boğazıma düğümlenen bir cümlede boğuldum son hayalim, son mutluluğum sen oldun umuduma katar gibi sevdim ve seni bir şiirde arar gibi oysa sen aradığım şiirdin seni sende arıyordum hardım küle döndüm denizdim kurudum bahardım soldum bir akşam turuncu göklerle konuştum üstümde sensizliğin parmak izleri ve anadan doğma sırılsıklam aşıktım sana bütün seslerde, bütün nefeslerde seni aradım bütün yüzlerde ve bütün şehirlerde yürüdüm seni aradım durdum seni aradım uyudum, uyandım seni aradım yüzüme vurduğum suda kapı eşiğinden odama sızan rüzgarda çiçeğe konan arıda sokaktaki kedide ve göğsüme sıkışan özlemde seni aradım ah diye sızladı yürek kanadı yara acıdı canım yarama tuz bastım acıma yokluğunu yüreğime elimi bastım seni aradım dudağının buğusunda kirpiğinin karasında yanağına düşen yağmurda ve küle dönen yüreğimde seni aradım köz’dün yüreğime düştün yüreğimi tutuşturur gibi seni aradım ateştin su’da seni aradım ibrahim dalkılıç 25/05/2017 22:55 izmir |