SERÇE KALPLİ KADIN (MEKTUP)MEKTUP “Elimi yabancı bir ele değdirdiğim İlk adam” Üstümde pembe bir tişört Gökyüzünde yakıcı bir güneş vardı Seni ilk gördüğüm gün de Ve sen gölgesinde bile asalet Görüntüsünde sırf karizma esmer Bıçkın bir adam duruşuyla Bana bakıyordun keskin ve cezbedici Seni bir yabancı gibi ilk görüşüm Nihayetinde de son görüşüm oldu İçime işlediğin bakışın Filizlenen tohum gibi her geçen gün büyüdü Sen de bana ulaşmak için çok çaba sarf eder gibi değildin Hatta sana ilk merhabayı ben dedim Dedim de pişmanda olmadım değil Hani çok umursamadın mı yoksa şaşkınlığından mı? Dilinin ucundan dökülen merhaba varla yok arasıydı Sonradan açıldın gerçi Sana olan duygularımı çabuk çözdün Sende aynılarını yaşıyordun Seninle ilk birkaç saati geçirdikten sonra Evde kendime söylediğim tek şey İşte bu benim aradığım adam bu Çok anlıktı davranışların Gülüşünün azlığını Delikanlı tavrına Sinirli hâllerini de hayatın acımasızlığına Yoruyordum Zordu hayat Seni tanıdıkça daha iyi anlıyor Çektiğin acıların alnındaki çizgileri Nasıl güçlendirdiğine yaşayarak tanık oluyordum Bağlılık çok kolay oldu sana Yaşım on sekiz ve seni On sekizden daha çok yıl yaşamış kadar sevmeye başladım Ruh ikizim hikâyesi bu diye düşünüp Çok sevmemi buna bağlıyordum Ruhlarımız çok ortak noktaya sahip olamasa da Ve Hiçbir şeyimizin olmadığı hayata Sadece birbirimizin olmak için Ailemi geride bırakıp Ellerine kollarına ve hatta vicdanına teslim ettim Bedenimi hayatımı ömrümü Çok zor gelmişti ailemi bırakıp kaçmak Ama onlar seni istemiyordu Bense deli gibi seninle bir hayatı Her şeyden çok istiyordum Hayatımızın savaşını vereceğimizi Bir zafer kazanacağımızı Ve bunu gururluyla aileme Senin öve öve bitirmeyeceğimi Onlarında seni baş tacı edeceğini ummuştum hep Ama olmadı Savaşmaktan geçtim Sen benimle mücadeleye bile dâhil olamadın Pes ettin küskünlüğü Siniri ve tüm kötü huyları bana tercih ettin Ve hayatımın ilk yenilgisini kollarında tattım Daha fazla uzatmayacağım Gözümün nuru Demeyi sana o kadar çok isterdim ki Beni anlamanı umarak yaşadıklarımızı Bu beyaz kâğıda döktüm Hayatımda beyaz bir sayfa açarken Sana hiç olmadığı kadar ihtiyacım var Sana güvenerek emanet ettiğim Bedenim, hayatım ve özgürlüğümü Bana iade etmeni istiyor Seni sen dolu hayatına bırakıyorum Çünkü benli hayat bundan sonra Benim Daha çok umurumda…. Sana söyleye bileceğim son sözüm ise Hayal kırıklığımsın….. Hoşça kal….. Adam eve doğru ilerlerken onun yokluğunun Hayatına düştüğünün farkındaydı sanki Evin odası soğuk nemle küf arası Yalnızlık sinmişti sabah çıktığı eve Işığı yakınca kapının yanındaki Ceketini astığı portmantonun orda Beyaz bir zarf ilişti gözüne… Arkası yarın….. |
Kutlarım...
............................................ Saygı ve Selamlar.