GÜL Kİ...
Zaman ufalandıkça sandığın dibinde
Aykırı nizamlarda saklı bakir gecenin ufku. Zan’dansa zindan misali Tereddütlü bir günün ölüm fermanı Yine didik didik içimin pamuklara sarılı yalnızlığı, Efkârı yâd ettim madem Bu mu olmalı şairin zikri? Kundaklanan devranda asılı asal hükümlülükleri Ondalıklı aşkların paydasında Zehir zemberek şeytanın nutku Bir de tutulmuşsan ay misali Tutanaklara geçir hani Ya da sus ebediyete kadar, Sar sarmala beyit beyit hangi acıysa Ser ver zannınca sır ver kendimce. Susuver ya da günün körü hatta Gecenin ayazı Yüreğin yufkasında demlenen mayıs misali Körel yeri geldi mi yüksünmeden Ama açık etme de Yüreğin kurduğu bağdaşı. Zencefilli sözcükleri öğüt aklınca: Öğüt ki aklansın ruhun, Pekişsin dirayetin Bir de sor bakalım Bu mudur bilinmezin kerameti Üstelik kıyımda iken meali sessizliğin, Aşk fakiri oysa ne çok engin bildiğin Katmer katmer aç sadece Ya da gül bildiğince: Gül ki dağılsın zalimin zulmü Ya da sonlandır zamanı Eşleştiğin bil ki sadece senin değil Evrenin fıtratı. |