Maviye Sevdalanır Gibiseni bir şiirin içinde gördüm bir çocuğun gülüşünü anımsatıyordu gözlerin ve bir asrın yorgunluğu yüzüne yansımıştı ve yasak bir coğrafyanın bütün dillerinde ağıtlar yakıyordun berfin’din sen, biraz kardelen, biraz da dağ çiçeği güneşe aşk oluyordun güneşi görünce kayboluyordun sonra elleri kınalı, yüreği yaralıydın gözlerin bir coğrafyanın acılarına karışmış yağmur yağmur bakıyordu gözlerime ve bir güneşin doğuşunda buldum seni hep hayalini kurduğum bir güneşin seni gök mavisinde buldum ve sen mavi oluyordun bense maviye sevdalı adam oluyordum hep sana sevdalanıyordum hep sana bulanıyordu yüreğim seninle nefes alıp, seninle yaşıyordum bu hayatı o kadar uzak olmana rağmen o kadar da yakındın yüreğime çünkü seni yüreğim seviyordu seni yüreğim özlüyordu çünkü ben hep yüreğimin ötesinden bakıyordum sana seni göğsümün üstüne kıvrılmış ellerimde buldum nasırlı, korkak ve yüz yıllardır acıya dokunmuş ellerimde ne zaman yüreğime dokunsam o zaman okyanus oluyordu göz pınarlarım şakaklarımdan Dicle geçerdi Fırat kadar uzaktın bana ama Fırat’a sevdalı Dicle’yim ben sonra yaralı bir kalbin içinde buldum seni kahır dolu bir yürek taşıyordun sanki koca bir dünyayı sırtlamış yüreğin öyle sevdadan uzak kalmışsın öyle sevdaya ağıt yakmışsın ve öyle sevdaya hasret yaşamışsın sen berfin gibi bakıyordun ben maviye sevdalanır gibi ibrahim dalkılıç 22/04/2017 22:15 izmir |