yağmurdan sırılsıklam ıslak bir kentin kapı eşiğindeyim ruhum bilinmezliklere gebe neredeyim nereye yöneldi gözlerim adımlarım sesim
tek bildiğim gökyüzü bilir bu handikaplar sevmektendir
ıssız karanlıklarda bir arayış bir tutunma çabası bu sevdiklerimin ellerini tutmalıyım elleri olmalı buralarda elleri vardı biliyorum nice zaman oldu bulamıyorum
yalnızlık bıçak gibi kesip parçalanan biz miydik diyorum oradan oraya savrulan ben , kayboldum aslında itiraf ediyorum deniz de kayboldu gökyüzü de yalnızca karanlıklar boş sokaklar
yer mi gök mü olduğu belirsiz bir boşluk gölgeler şiirime değip dağılan kelebekler misali diyorum ömrüm gibi kaybolmak hikayemin son demlenmiş zamanı sevdiklerimin gittiği yöne gitmeli tanımsız karanlıklar adressiz caddesiz bir dünya burası gölgesiz bir resim boş bir tuval siyah bir ayna bu dalıp gittiğim
köprüaltı çocuğuyum ben aslında köprü yok şimdi
ışığı dumanlı bir lamba içimi ısıtan bir rüyanın ortasında ayaklarımı özlüyorum şimdilerde sisler arkasında göremiyorum hiçliğimi duyuyorum yalnızca
hiç hissedemediğim ne çok şey arkasında yılkı atları gibi koşuyorum bir ailem vardı sanırım sevinçlerim sıcak bir yuvam belki de neden hatırlayamıyorum bilemiyorum şurda burda mı geçti yoksa ömrüm kimim ben nasıl biriydim acaba o günlerde hangi günlerdi neredeydi nasıldı
duvarlara ismini yazmalıydım aslında anımsamalıydım seni ölü kelebekler uçuşuyor göz bebeklerimde kar yağıyor arada yağmur sürekli zaten kış olmalı mevsim diyorum üç aşağı beş yukarı soğuktur şu an buraları üşüyor olmalıyım ayrıca aç da unuttum hayret en son ne zaman yediğimi bile
yanıp bitmiş bir kibrit çöpü gibiyim kenarda köşede burkulmuş acı veren bir karaltı gibi bir yılı bile on üç ay sanıp on üçüncü o ayda unutulmuş ellerim bahar yüreğim kış gözlerim güz ikindisi ayna siyah siluetim boşluktan ibaret şimdi
sesime tutunmaya çalışıyorum sana ulaşabilmek için bir rüzgar var savrulduğum her evi evimize benzetiyorum
benliğimi kaybettim ben ismimle yaşıyorum ya da gölgemle beni bir tanıyan yok mu yok mu yoksa anımsayan ismimi mırıldansam diyorum gün ağarır mıydı o zaman sormak istiyorum beni gençliğimi bilen o aynalardan
bir şarkı vardı dudaklarımda bildik bir şarkı kuşlar neden bu kadar suskun tenimi yakan güneş mi ayaz mı yakan yoksa gözlerimi
sen ! işte öylece oradasın gölgelerin arkasına saklanmış kayan bir yıldız gibi samanyolu’nu iğnele güllere
bul beni …
Şiiri baştan sona birlikte kaleme aldığımız candostum Ayşegül Aşkım KARAGÖZ’e teşekkürlerimle ...
Ayşegül Aşkım KARAGÖZ & Mert YİĞİTCAN 17 nisan 2017
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bul beni ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bul beni ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu kayıp kentlerdeki çocukluk ruhları tekrar geriye çocukluklarına dönerler ne acılar asılır kim bilir o Samanyolu'na iğnelenen güllerimize, ne haykırışlar ...
Bir şiir daha seninle birlikte işlemekten onur duydum şair dostum yürek yürek sayfaya ruhumuzu bile katmış seni içtenlikle kutluyorum iğnelenmiş güller adına ve şiir de teşekkür ediyor sol tarafımıza ve ben de ayrıca duygu açılımlarımızı birleştirdiğimiz için çok minnettarım uykulu güllerin döktüğü her damlaya bu şiirden bir sabah doğar biliyor musun acılar ancak bu denli anlam yüklü olabilirdi .Selam ve saygımla.
İMZA: Samanyolu'ndaki iğneli güllerden biri işte . Adı ;Ayşegül.
Ayşegül Aşkım Karagöz tarafından 4/18/2017 3:30:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok teşekkürler candostum. İyi ki varsın ve iyi ki buradasın. Birlikte çok çabalarımız oldu ve olacak. Amaç, şiire ve şiir alemine katkı elbette. Nice şiirlere, sağlıkla , güzelliklerle , sevgiyle , saygıyla ...
Ekinli duyguları beğendim…
Kutlarım…
………………………….. Saygı ve Selamlar…