ÜSTÜ KALSIN...
Çapağında gizli sanrılar,
Tanrı gülüşlü adamların sancağında Uçuşmakta sayısız kelam. Az sonra tüysıklet zamandan aşıracağım geceyi, Üstüne verecek eskici sattığım acıların, Üstü kalsın dememi beklese de Haz etmeyeceğim bu pazarlıktan: Altı üstü acı, dese de adam. Damsız yalnızlığın maktulüyüm, Damlayan yasların izini sürerken, Yaşlarını çaldığım o yaşlı kadının En derin yasıyım yine makamsız bir yalnızlık, Dercesine düş bekçisi ahir zaman Bir de yalın zehriyim düşlerimi öldürdüğüm. Zamanım dar, be Leyla, diyen Mecnun’unun yalancısıyım: Kat kat badana yapan kadınların simli gözyaşıyım Ve sürmediğim rujların kara lekesi Ya da kırmızıya çalan gülüşlerin bekçisi Bir rimel tadındayım. Noksanım doğmadığım; Aynıyım aslında doğduğum günün yüzü suyu hürmetine Sadece günahlarım fazla her ölümlü gibi, Tutuklusuyum deli aşkların, Delirdiğimin kanıtı işte düştüğüm her aşkın Tek sanığı. Hey, sen kadın, diyen savcının baş tacı bir ölüyüm; Ölümüne sevip Yeniden dirilmeyi unuttuğum bir sabahın da Müridi iken Tanrısal gülüşleri iblisin. Ne o, sen de mi kovuldun cennetten, Demesini bekliyorum Bir de saf tutan o saf umutlarım. Kara tahtanın en saygın lekesiyim; Metazori sevdaların tatlısı keşkül tadında olsa keşke Hayat bir de sağalttığım dünlerin kıyımına Kim dur diyecek, demelerin de müsebbibi: Yorgun tayfasıyım anlayacağın, o yaşamadığım hayatın. Teyelliyorum dünle bu günü Bir de sırıtmasa şu yarın denen düş yeli. Hadi, oradan nezdinde yoklamamı alıyor Tanrı; Ben ki varlıkla yokluğun arasında bir döngü; Gidip gidip dönemediğim uzak ülkelerin En yüzsüz turisti; Bir elimde pusula Diğerinde reçetesi aşk denen yangının; Kadim dostlarımla beraber gömün beni Dememi asla beklemeyin: Onlar çoktan sıvıştı düşlerimden. Dün demeyi isterdim lakin Dünümde de yokmuş kin besleyen neferleri Yorgun yüreğimin. Ah ki ben; Döngünün kayıp çocuğu; Resmeden yine ve sadece Tanrı; Ellerimden kayıp düşen pervasızlığı Islah etmesini dilediğim mürşit gölgem, Kambersiz düğünlerden hepten kovulmuş Şu çocuk lehçem Bir de uydurduğum masallardan arakladığım Sevdalı kahramanlarım; Yine beni benden eden. Ne o vakit çok mu geç? Mutluluğa pervane bir ölümlü için, Ismarladığım ne ise artık düşsün peşime Ha bir de tınısı şu melun şiirin, Bari bunu çok görmeyin. |