insanı sevdiği vuruyormuş barutsuz,tüfeksiz hatta binlerce kuşu havalandırır gibi patlaması ürkek arkadaşlarımı birer birer kaybettim ilk yürürken çürür otururken çürür aklım resmi bir mührü yalarken ıslandı ilk dudaklarım kafamda gizli bir feleyzof,erkekler kiralanıyor kusma nöbetlerine mevsimlerin geçtiği yerde eriyen karların koynunda haç barından rus kızına kadar her şey çınlıyor gözlerimde damarlarımda bir ağırlık beyaz tenimin irileşmesi gözlerimin önünde şehre yaltaklanan bir köşe başı şarabın dönmesi,rum terkedişi şu kızların yıkandığı derelerin köpükleri kan kırmızısı vurdular vurdular vurdular felek mi yoksa bu günah keçisi
binlerce üflendi bu armonikaya nefes tükendi,boğumlanıp güğüm çekilen yaralarıma babamın ilk giydiği lastik ayakkabılar boş bir ev onlarca çocuk boşver hepsini tütün masumluğu ile öp beni hatta ve hatta sarmalısın bir makinaya demir yapışmalı bize,ingiltereden sonra ölmeli işçilerim! iflas bir adamın sessizce ölmesi değil elbet! çocuklarının gözlerine bakamadan ölmesi değil okul çantası içinde boş bir ekmek bir su,bir meyve taşır gibi yürüyorsun,yürüyorlar içimden beşim,on beşim,yirmi beşim
yağmurun boşanması dudaklarıma berzah perdesi kalın mı kalın durmadan geçiyordu zamanlar arkadaşlarımı kaybettim sonra tekrar kaybettim beş lirayı bozdurduğum ilk gün gibi aynalar karşında çoğaldı her şeyim çıplak bir ergen cesedine vurdu vurdu vurdu saçlarımı okşar gibi yüzümde dolanan harfler gibi gırtlağımda tepinen bir şark kuşu gibi şimdi yürüyemiyorum kımıldamak bile ne çare! namludan aşk beklemiyorum çevrilsin en içime genelev çıkışında bekleyen bir çaresizlik gibi uçuyor bereketsiz kuşlar kanıma karışmış taş parçaları memelerin çırpınıyor karadeniz etrafında en güzel sevdiklerim vurdu beni bazen bir kurşun ile içi dolu sahici bazen bir isyanla koştum ayaklarım yapışana dek belki 2 saati geçti yıllar geriye çekiliyor altımızdan ay kayıyor sağnak yağışlara karşı okyanus çekiliyor kasıklarıma saçlarım kıvırcık değil artık keserle,testerelerle hatta ve hatta bir akşam huzuru gibi rüzgarıyla öptü beni çatlar göğsümdeki mahşer patlar bir isyan türküsü evet,balçıklı ellerinle vur beni ısırganlı,dikenli,vurgunlu ellerinle vur beni gavur boynunu keser gibi vur! çeker gibi iti boyundan vur! ay düşer gün düşer güneş de düşer vur! beni en güzel sevdiklerim vurdu göğsünde papatya açanlar hatta ve hatta.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şavkın resmi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şavkın resmi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şu kızların yıkandığı derelerin köpükleri kan kırmızısı.
Şiirde enfes imgeler uyumlar betimler benzetmeler ve altında başka anlam yatan kelimeler var.Şiirde bir hayata damga var bir mührü kesiliyor mektubun.Beşin on beşin ayrı geçiyor yapışarak ayaklarına.Ne yaparsan ya ama kurtulamıyorsun onlardan.Sevdiklerinde en aciz yerlerden vuruyor seni.Şiirdi belki daha da fazlası.Çok beğendim üstüne daha çok konuşulabilecek bir şiir.
Kutlarım…
……………………………………Saygı ve Selamlar…