Çığlığın sınırları aşsınBırak... Çığlığın sınırları aşsın Melalin hakikat için iz bıraksın Seni senden alan arzular kör kuyularda kalsın Aklını karartan, vicdanını uyutan, şuurunu artırmaktan uzaklaşan ağlasın Aksın kanlar, insana şeref ve onur sahibi yapan davalar, hak rızasına nail olmak için varlığını adayanlar, ihlasa boyansın Can almak maksat değildir, can vermekte asıl olan değerden beridir, Yaşamak ve yaşatmak hak ve adalet adına özne olan gayedir, bu hakikat anlaşılsın Ölüm... Ölüm dersin Sabah, akşam bahsedersin Peki, niçin bu kadar gam ve hüzün içindesin Ömrün yazılan akıl ve irade, bilinç kitabından mı çekinirsin Neden yılandan, çıyandan bu kadar ürperir ve gözyaşı dökersin Çürüyecek olan ten değil midir, onun zaten akıbeti belli değil midir, ruhunun hicranını mı kal eylersin Hani sözün özdü, ahdine sadık kalmak ve samimiyet göstermek özne olan ümitti, zafiyet zaten belli değil miydi, neden icabet edersin Nice... Şuur sahibi şairler Edipler, sanatçılar vardı Yaratanın rızasına nail olmak için yaşarlardı Kimisi arzunun tetikçisi olan hevese kapılarak şan için yol aldı En önemli ve vazgeçilmez olan kutsal değerler saldırarak kendini paraladı Unutulmayan ve milletin hafızasında her zaman yaşayan, milli ve dini hassasiyetlere sadık kalarak hoş seda bırakanlardı Aşkı, sevdayı, arzuyu, hevayı, emeli, tutkuyu, hem asli ve hemde mecazi bakımdan anlayan, anlayan, yaşayan ufuklardı Bu aziz ve necip milletin hiç vazgeçmediği ve vazgeçmeyeceği iman ve akide birliği, milli hassasiyeti, dirlik için anlayış ve nezaketini önceleyen, destekleyenler her bakımdan taktir edilmiş vicdanlardı Mustafa Cilasun |