sana/sadece sana..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın üşüyünce sesin/
nefesin yüreğin/ Mekke kadar dayanır ruhuma kapatırsın bebeklerini g-özlerinin ki saçların üşür, nereye akacağını bilmeyen nehirlerin taşması gibi tel/tel ve kırık ve ıslak/ sırılsıklam saçların üşür ve sen üşürsün.. (...) üşüdüm.. soluğum terli/ avuç içlerimi saklayıp sonra kavrayıp derinden sol göğsünün altındaki safiri iyi niyetli besteler gibi gülüm/seyip, gölgeler boyunca uzun uzadıya hiç görmediğimiz rüyaların tabirini yaparken dudAKların ve akarken mavi üşüdüm.. haylaz hevesler düşerken saçaklarından tüm eksikliğimle önce kapatp ağzımı ama, sonrasız susmalı belki... üşüdüm.. ve sesim Kasım’a benzemedi.. bir şiirin derinliğindeyim evet balkon değil hayır/ üşüdüm.. kapatmıyorum gözlerimi ve beklemiyorum bir yıldızın kaymasını/hayır.. omuzlarının saçaklarından düşüyorum o bilindik karanlığa ki açık unutuyorum kapılarını yüreğimin üşüdüm... (...) |
"...ne öncesi vardı yaşanılanların...
....ne de sonrası oldu..."
dediğin gibi sanırım
başka zamanlarda
başka bedenlerde
sevmişim ben seni
inandım gittiğinde
beni bulmanın bir sebebi olmalıydı ya ...
başın dik git
bu benim zamansızlığımdı
belki de benim bencil ruhsuzluğum
yine de bir nefese kaç sevda sığar ki...
gidişin hiç kolay olmadı
içimden bir fırtına geçti
izlerken gidişini...
kendi zamanlamanda
benim zamansızlığımda geldin bana
ben sana özel zamanlar yaratsam da
haklısın
yetmez(di) sana...
haklısın/dnzc_
...
dostluğumla, hep...